Yazı Detayı
29 Ağustos 2021 - Pazar 10:01
 
Göç ve Göçmen Meselesi
Muhammet BİNİCİ
info@muhammetbinici.com
 
 

GÖÇ VE GÖÇMEN MESELESİ

VİDEOLU MAKALE

 

İnsanlık tarihi "göç" ve "nüfus" artışı olgusu üzerine kurulmuştur. İlk çağlardan itibaren dünya nüfusuna baktığımız zaman 100 milyondan 1 milyara, 1 milyardan 7 milyara çıktığını görüyoruz. Genom araştırmalarında insanların ilk atasının (Âdem geninin) Habeşistan- Etiyopya - Sudan bölgesinde çıktığını biliyoruz. İnsanların gen değişikliği haritasına baktığımız zaman tarih boyunca kitleler halinde göç yaşandığını görüyoruz. İlk atalarımızın Mısır üzerinden bir kolu Batı Afrika’ya, diğer bir kolu Anadolu üzerinden Balkanlara, Kafkasya, Avrupa, diğer bir kolunun da İran üzerinden Hindistan Çin ve Orta Asya'ya yöneldiğini biliyoruz.  İnsan toplulukları sürekli hareket halindedir. İnsanlar doğa koşullarına hükmetmeye başladığından itibaren yaşanılması en elverişsiz yerlere yerleşmiştir. Bu da göçle olmuştur.

 

Eğer insanlık üreme ve göç etme ülküsüne sahip olmasa idi bir ekmek için kıyamete kadar kavga etmek zorunda kalırdı. Bu nedenle Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim’de yeryüzüne dağılın, Allah'ın arzı geniştir emrini vermemiş midir?

 

“Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” / Cum’a Suresi 10. Ayet

 

Anadolu'ya baktığımız zaman Kanuni devri sonrasında en yüksek sınırlara ulaşan imparatorluğumuz 1920'de Ankara ve çevresine hapsedilmiştir. Kaybettiğimiz topraklardan Anadolu'ya akan 10 milyonlarca insan Anadolu'ya gelip yerleşmiştir. Balkanlardan, Kafkasya’dan, Arabistan'dan, Irak’tan, Suriye'den, Mısır’dan göç yolu ile milyonlarca insan Anadolu'ya akın etmiştir. Bu yüzden Rus istihbaratçı Yuri Bazodin Türkiye’nin çok kimlikli etnik yapısı üzerine “Anadolu bir mozaiktir” sözünü söylemiştir. Gerçi, Bazodin bu sözü kötü niyetle söylemiştir ama Anadolu’nun tarihi karakteri de kabul edilmelidir.


Anadolu’nun neresine giderseniz gidiniz; Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan, Romanya'dan Makedonya'dan, Arnavutluk’tan, Bosna Hersek’ten, Kafkasya’dan, Ermenistan'dan, Gürcistan'dan, Suriye'den, Irak’tan, Girit’ten milyonlarca insan Anadolu'ya göç ettiğini görürsünüz.


Atatürk bile bu gün sınırları çizilen Türkiye topraklarında doğmamıştır.

Spor salonlarına ismini verdiğimiz Lütfi Kırdar bile Kerkük doğumludur. Şair ve yazar Süleyman Nazif Irak doğumludur.


1908 darbesini yapan Mahmut Şevket Paşa Bağdatlıdır.

Fethi Okyar Makedonyalı, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele Selaniklidir.

Prof. İlber Ortaylı, Prof. Halil İnalcık Kırım kökenlidir.

TC Devletinin kurucuları, yöneticilerinin birçoğu Osmanlı coğrafyasının hudutlarımız dışında kalan birçok vilayetinde gelip Anadolu'ya yerleşmiş ve devlet kurmuştur.


Göçmen istemeyiz sözünü o günkü Anadolu halkı söylemiş olsaydı; ne Şeyh Ahmed Eş-Şerif Es-Sünûsî Milli Mücadeleye gelip destek verirdi; ne Hindistan, Pakistan, Afganistan, Orta Asya'dan beş kuruş para toplanır, ne de Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı atılırdı!

 

GÖÇ STRATEJİK BİR DÖNÜŞÜM VE STRATEJİK GÜÇTÜR

 

Amerika Birleşik Devletleri bir göç devletidir ve halkı göç ahalisidir. İngiltere, Kanada, Avustralya göç halkıdır. Göç aynı zamanda genetik değişikliktir, göç dinamizm ve binanın temel direği bekanın teminatıdır. Göç alan, nüfusu artan devletler büyür, göç almayanlar ise söner gider.

 

Fransız tipi laiklik ve milliyetçiliği savunan bazı küstah kesimler kendini o kadar beğenmiş ki; etrafımızdaki halkları küçük (hakir) görüyor, aşağılıyor ve bundan da narsist bir zevk alıyor.

 

Bu zatların biraz mürekkep yalamış okuryazar takımının yazı ve makalelerine baktığımız zaman beyin göçünün büyük bir güç israfı olduğunu söylerler. Bir ülkenin en büyük kaybı olduğunu anlatırlar, hiç kimse Türkiye’den dışarı gitmemeli, yabancı ülkelerde çalışmamalı derler. Gelişmiş ülkelerin en büyük kazancının beyin göçü olduğunu söylerler. İşte bunlar,“Milli Mücadelede” canını verenlerin torunları muhafazakâr diye sosyetik semtlere almazlar, bir kediye verdiği değeri bu insanlara vermezler, hakir görürler, yok sayarlar, her fırsatta ezmeye çalışırlar. Oysa göçle bu durum değişiyor. Sosyetenin, batı hayranlarının şimdiye kadar ezdikleri, hakir gördükleri, yok saydıkları insanlara benzeyenler cebindeki parasıyla en lüks mağazaya girip alışveriş yapıyor. En kaliteli restoranlar da yemeklerini yiyor. Ülkenin gayrisafi milli hâsılasına ise katkı sunuyor. Fransız tipi laik milliyetçililerin ise rahatları bozuluyor. İnsanların yükselişinden rahatsızlık duyuyorlar.

 

Hâlbuki Türkiye'ye akan bu insanların hem beyin göçü, hem insan gücü, hem yetişmiş kalifiye eleman olduğunu görürsünüz. Türkiye'ye zenginlik katacak bu olguya bu ahmakların neden karşı çıktığını anlayamazsınız. Göç olgusu aynı zamanda ucuz işgücü olgusudur. Türkiye'de Suriyeli göç olgusu olmasa idi, birçok emek yoğun sektör kapanmış olacaktı. Bilhassa 15 Temmuz’dan sonra birçok sektörde emek yoğun çalışan göçmenler üretim ekonomimize hatırı sayılır katkı sağlamışlardır.

 

Ancak; bu Fransız tipi laik milliyetçiliği savunan küstahların baskıları yüzünden Türkiye’ye gelen Suriyeliler buradan Avrupa’ya geçiş yapmak zorunda kalıyorlar. Daha geçtiğimiz gün tekstil ve ayakkabı atölyelerinin bulunduğu bölgeden mal alan bir toptancının; “ artık tekstil, ayakkabı atölyelerinde çalıştıracak Suriyeli’ de bulunamıyor, bu sebeple alıp satacak ürün temin edemiyoruz” şeklinde anlattıkları ise bu durumu doğrular niteliktedir.

 

Türkiye'de Goebbels’i, Hitler'i, Stalin’i aratmayacak kadar ileri “dinsiz milliyetçilik” olgusu ortaya çıkmıştır. Bu yeni tip milliyetçiler daha doğrusu ırkçılar, o kadar ahmaklaşmıştır ki; çıkarının ne olduğunu görmeyecek kadar cahilleşmiş, burnunun ucunu görmeyecek kadar körleşmiş, dost-düşman ayırt edemeyecek kadar aptallaşmıştır. Bunlar başkaları tarafından yönetilen, onların propaganda ve algı yönetimine alet olan, eğriyi doğrudan ayırmayacak kadar basiretini yitirmiş at gözlüğü takan ben merkezli kişiler olduklarını görürsünüz.

 

Bu kişileri günlük hayatta kedi sevenler cemiyetinde kedici, köpek sevenler cemiyetinde itçi, tabiat sevenler cemiyetinde otçu, panda sevenler cemiyetinde ayıcı olduğunu görürsünüz ama bunlar insancıl değildir. İnsan değildir. İnsan soyundan, ırkından nefret ederler. Civciv yumurta, ceviz kabuk misali aslını inkâr ederler, atalarını beğenmezler. Kendilerini her şeyden üstün görürler.

 

Bu zatlar, engerek yılanının öldürülmesi ne karşı çıkarlar ama Afganistan'da, Irak'ta, Suriye’de kafasına kurşun sıkılarak öldürülen infaz sahnelerini, Neronvari şehvet duygusu ile büyük bir zevkle izlerler. Sonra da başka ülkelere sığınanlara bunlar da erkek mi? Anasını, bacısını, karısını oralarda niye bıraktı geldi, derler, hainlikle suçlarlar. Kendileri ise ufak bir kavgadan kaçarlar, kaçtıktan sonra “erkekliğin 100’de 99’u kaçmaktır” diyerek fake (uydurma) atasözü üretirler. Bazıları da dış suflörlerin sözünü tekrarlarlar; Mehmetçiğin ne işi var, Irak’ta-Suriye’de derler.

 

12 Eylül 1980 darbesinden sonra şu an kutsadıkları liderlerin birçoğunun anasını, bacısını, karısını bırakarak Avrupa'ya kaçtıklarını bilmezler.

 

Afganlı, Iraklı, Suriyeli ne yapsın yani, ülkesinde kalıp vahşi infaza razı mı olsun?  Yoksa dost bildiği bir ülkeye gidip canını mı kurtarsın? Sahi bu durumda siz olsanız ne yapardınız? Şurası bir gerçek ki aşağılık duygusunun en belirgin görüntüsü kibir ve bencilliktir. Kibir ve bencillik cehaletle birleşince en vicdansız insan tipini karşınızda görüyorsunuz.

 

Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz..

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-1-teklifim-var-hem-500-kat-fazla-verim-elde-edelim-hem-de-ormanlarimiz-geri-gelsin-645.html

 
Etiketler: Göç, ve, Göçmen, Meselesi,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
13 Nisan 2024
Bayramın Derin Anlamları ve Bir Ömre Sığdırılan Hasret
11 Nisan 2024
Dönüşüm rüzgarı: Bir halkın direnişi ve gelecek arayışı
05 Nisan 2024
Siyasi Liderlerin Eğitim ve Nitelik Seviyesinin Toplum Yönetimindeki Önemi
25 Mart 2024
Moskova'daki Terör Saldırısı ve Biyolojik Savaşın Gölgesinde Dünya: 4. Dünya Savaşı'nın Ayak İzleri
23 Mart 2024
Geleceğimizin Kıyameti “Asbest,” Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşümün Karanlık Yüzü
15 Mart 2024
Gökdelenlerin Gölgesindeki İroni: Depremler, Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşüm
03 Mart 2024
Zihinsel esaret: Afyonların ardındaki gerçek tehlike ve islami değerlere sadık kalma çağrısı
21 Şubat 2024
Görünmeyen Düşman: Kutuplaştırma ve İdeolojik Savaş
15 Şubat 2024
Dikey Yapılaşma ve Mahalle Kültürünün Erozyonu: Bir Hikâyenin Ardında Saklı Öğütler ve Tehlikeler
11 Şubat 2024
Alın Size Mektup!.. Alın Size Belge!.. İşte Danya’nın Mektubu Filistin’in ve Danya’nın Sessiz Çığlığı!..
21 Ocak 2024
TFF’nin Sponsorluk Skandalı, Futbolda Çizgi Aşımı ve Toplumsal Bilinç Uyarısı!..
15 Ocak 2024
Çifte Standartlar ve Sessiz Çığlık - Epstein Davası Üzerinden İslam Dünyasına Sesleniş
01 Ocak 2024
Süper Kupa Olayları ve Ardındaki Sorular - Türkiye Futbol Federasyonu, Protokol Detayları ve Toplumsal Dinamikler
31 Aralık 2023
Yılbaşı Kutlamalarının Dini Perspektiflere Göre Derinlemesine Analizi
24 Aralık 2023
Teğmen Krizi ve Askerlik Anlayışı: Geçmişten Günümüze Derin Bir Bakış
09 Aralık 2023
Balfour Deklarasyonu ile Başlayan Filistin'in Kırık Hikâyesi
07 Aralık 2023
Abdülhamit ve Herzl Penceresinden Yahudilerin Filistin Toprakları Üzerine Kirli Planı
19 Kasım 2023
II. Haçlı Seferi, Anadolu Selçuklu Direnci, Haşhaşilerin Kiralık Savaşı, Papa'nın Kaygıları ve Nûreddin Mahmud Zengî'nin Zaferi
01 Mart 2023
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA DOLAŞAN DEPREM YALANLARI
18 Şubat 2023
Yaşarken Enkaz Haline Gelenleri Kim Kurtaracak?
02 Ekim 2022
Oysa ülkeyi yönetenlerin Hz. Ömer olması gerekmiyor muydu?
10 Haziran 2022
BATI ile yatıp, BATIL ile kalkmak: KURAN-I KERİM’E TEKME ATMAK!..
02 Mayıs 2022
Ramazan Ayında Şehvetin Azması (!)
30 Nisan 2022
GELENEKSEL TABİR İLE “İB..LİK” VE FUHŞİYAT NASIL MEŞRULAŞTIRILIR?
22 Nisan 2022
Metropolden Köye, Köyden Mezraya
20 Nisan 2022
MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA
22 Mart 2022
Madenlerimiz Yeni Teknolojilerin Hammaddesi & Bizi Bekleyen Tehlikeler
10 Mart 2022
DİLİPAK, MAHKEMEDEKİ SAVUNMASINDA “ASLINDA SAVUNDUĞUM KİŞİLER TARAFINDAN SUÇLANDIM.”
04 Şubat 2022
METAVERSE (SANAL GERÇEKLİK)
30 Ocak 2022
KÜRESEL SALGIN İNSANLIĞI ÇARESİZLİĞE SÜRÜKLÜYOR!..
23 Ocak 2022
YAHUDİLİĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
16 Ocak 2022
Eşcinseller Neden 20 Yıl Daha Az Yaşıyor!..
05 Ocak 2022
9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ'NDE İSLAMİ EĞİTİM
20 Ağustos 2021
1 Teklifim Var!.. Hem 500 Kat Fazla Verim Elde Edelim! Hem de Ormanlarımız Geri Gelsin!
14 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -2-
13 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -1-
01 Temmuz 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -IV-
27 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -III-
26 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -II-
21 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -I-
28 Mayıs 2021
Filistin Meselesi ve Tarihten Günümüze Yahudiler!.
26 Mart 2021
Tek Kuşak Tek Yol Projesi ve Çin Hegemonyası
14 Mart 2021
Hayvanlar Alemine Dönüş
11 Şubat 2021
Tehlike'nin Farkında mısınız? Dünyada - Türkiye'de ETCEP Uygulaması ve Topluma Yansıması
21 Ocak 2021
Şimdi Dünyayı Ne Bekliyor?
15 Ocak 2021
Kurtuluşa Giden Yolculuk BENİM AİLEM -1-
19 Aralık 2020
Benim Ailem
16 Aralık 2020
Küresel Soykırım
10 Ekim 2020
Dil (Ses) Eğitimi
12 Temmuz 2020
Tarihsel ve Stratejik Anlamda İstanbul’un Girit ve Diğer Depremlerle Bağlantısı - Büyük İstanbul Depremi
09 Temmuz 2020
Dikkat!.. Yeni Tehlikenin Adı Mavi Bebek (Blue Baby)
08 Temmuz 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Muhammet Binici Kimdir?
Haber Yazılımı