Yazı Detayı
10 Mart 2022 - Perşembe 20:47
 
DİLİPAK, MAHKEMEDEKİ SAVUNMASINDA “ASLINDA SAVUNDUĞUM KİŞİLER TARAFINDAN SUÇLANDIM.”
Muhammet BİNİCİ
info@muhammetbinici.com
 
 

DİLİPAK, MAHKEMEDEKİ SAVUNMASINDA, “ASLINDA SAVUNDUĞUM KİŞİLER TARAFINDAN SUÇLANDIM.”

Abdurrahman Dilipak mahkemedeki savunmasında “Aslında savunduğum kişiler tarafından suçlandım.” dedi. Ben utandım.

BNC Medya Haber / 11.3.2022 / Muhammet Binici


Dün Gazeteci, Yazar Abdurrahman Dilipak'ın Küçükçekmece adliyesi'nde görülen “Ak Partinin İçindeki FETÖ’nün Zihniyet İkizi AKP’liler” (“AKP’nin Papatyaları”) davasının duruşmasına katıldım.

Abdurrahman Dilipak'ın dikkat çekici savunmasını dinledim. İlginç olan nokta "Milletimizin manevi değerlerinin savunucusu" olarak tanıdığımız Dilipak’ın bu davasına, Hamza Türkmen ve Vahdet Vakfından, Aile ve Adalet Platformundan birkaç kişi dışında İslam’i camiadan hiçbir gazeteci ve yazarın, STK temsilcisinin katılmaması beni üzen nokta olmuştur.

Abdurrahman Bey, mahkemeye karşı yaptığı savunmasında müthiş bir tarih ve dini vizyon sergilemiş, adeta mahkemedeki bu etkili savunma ile yapılan duruşmayı izleyen herkesin, bizler ise zaman zaman duygularımıza yenik düşerek göz yaşlarımızla 70'ini aşmış bir kişinin ilmi büyüklüğü ve tek başına sanık kürsüsüne çıkarak Müslüman halkların ve mazlumların ahlak ve maneviyatı için zaman zaman kısılan sesine aldırmadan söylediklerinin önemi ile 5 saat boyunca hayatını vakvetmiş olduğu davasını savundu. O savunmasını yaparken yarım asırlık sanık kariyerinin de hakkını verdi. Ya biz?!


Mahkeme heyeti 11 paragraflık yazısında Dilipak’tan topluma ne anlatmak istediğini sormuştur.

Dilipak’ın özetle savunması şu şekildedir;

“Öncelikle usulsüz şekilde düzenlenen iddianame ile şahsım aleyhine açılan dava hukuka aykırıdır.

Ak Parti'den ayrı olarak Ak Parti içindeki AKP'liler olarak FETÖ’nün zihniyet ikizi gibi davranmaya başlamaları eleştiri konusu yapılmıştır.

Kesinlikle dosyada müşteki sıfatında bulunan şahıslara yönelik herhangi bir hakaretvari bir ifade kullanılmamıştır. “AKP’nin papatyaları” derken “Ak Parti” içindeki bu kişilerden bahsedilmiştir.

Fuhşiyata destek veren LGBTİQ+ üyelerinin kendilerine toplumda pozitif ayrımcılık talebinde bulunmaları, yine bu şekilde eğilimlerinin toplum içinde yaygınlaştırma ve meşrulaştırma çabasında olmaları ve bu grupların bazı sermaye sahipleri tarafından desteklenmeleridir. Yazı da belirttiğim Koç, Sabancı ve Eczacıbaşı gibi gruplar bu şahıslara işe alımlarda pozitif ayrımcılık sağlayacaklarını açıkça belirtmişlerdir.

Yazı içeriğinde geçen ANAP'ı Anavatan Partisi içerisindeki papatyalar bitirdi, AK Partiyi' de AKP içerisindeki FETÖ' nün zihniyet ikizi gibi davranan kişiler bitirecek ifadesinde kullanılan "erguvani" kelimesi ile Bizans oyunlarına, masonik oyunlara gönderme yapılmıştır.

Yazımın 4. paragrafında;

Uluslararası fonlarla desteklenenlerden kastım FETÖ ’dür. Kendileri hem kamu fonlarını hem de uluslararası fonlardan yararlanmıştır. "Türkçe Olimpiyatları"na sponsorluk yapan MÜSİAD üyesi birden çok kuruluş vardı. Yeşil sermayeden kastım bu kuruluşlardı. İstişare kurulu üyesi bulunduğum MÜSİAD üyesi kuruluşlara davalarına sadakat gösterip LGBTİQ+'lilere sponsorluk yapan ve pozitif ayrımcılık sağlayan kuruluşlara eleştiride bulunmaya çağırdım. Yazıda geçen bu “fahişe ve türevlerine” karşı ifadesi ile anlatılmak istenen budur.


Yazımın 5. paragrafında;

İstanbul Sözleşmesinden çekilmek gerektiğinden bahsediyorum. Yazı içeriğinde CEDAW 'dan da bahsedilmiştir. Yalnızca İstanbul sözleşmesine atıfta bulunulmamıştır.


Yazımın 6. paragrafında;

Bu felaketin sorumluları ifadesi ile kastedilen felakete sessiz kalan herkestir. Diğer sivil toplum kuruluşlarıdır. Kadem ve Fatma Şahin'in LGBTİQ+ ’lilere "pozitif ayrımcılık" tanınması hususunda Belediyeler bünyesinde kurulan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” komisyonları adı altında buna zemin sağlamaları ya da sessiz kalmalarına istinaden eleştiri konusu yapılmıştır.

Felaketten kasıt aileye, çocuklara yönelik tehdittir. KADEM’in Yönetim Kurulu üyelerinin bu hususta sorumluluğu olduğu kanaatindeyim.



Yazımın 7. paragrafında; 

Fitne hareketi olarak LGBTİQ+  olarak tanımlanan bu fahişe ve türevlerinin hareketidir. LGBTİQ+ 'nin aile ve toplum yaşantısı üzerinde sebep olduğu olumsuz etkilerdir.


Yazımın 8. paragrafında;

Bu konuda kuruluşların faaliyetlerinin halen devam ettiği hususuna değinilmiştir.


Yazımın 9. paragrafında;

Ak Parti yöneticilerinin de içinde bulunduğu kişilerin bu konudaki eleştirilerine yer verilmiştir.


Yazımın 10. paragrafında; 

Kendimde dâhil olmak üzere gazetecilere akademisyenlere atıfta bulunulmuştur. "Uyumuşuz" ifadesi ile bir nevi özeleştiri de yapılmıştır.

İstanbul sözleşmesine taraf olma sürecinde ben de sözleşme içeriğine ilişkin görüşlerimi bir raporda sunmuştum. Ak Parti sözleşmeye taraf olarak zaten iradesini ortaya koymuştur. Daha sonra da sözleşmeden çekilme kararı alınmıştır.

Gazetecilerin artırılmış eleştiri hakları kapsamında karşı tarafta artırılmış tahammül yükümlülüğü bulunmaktadır.

"Fahişe" kelimesinin etimolojik yönde incelenmesinde kelimenin kökünün "fahşa" olduğu görülecektir. "Fahiş fiyat" kelimesinde geçen "fahiş" de aynı kökene sahiptir. "Hadsizlik" aşmak anlamında kullanılır.
Latinceye "Porno" olarak çevrilmiştir. "Fuhuşa teşvik" anlamında kullanılır. "Porno yayıncılık" da "fuhuşa teşvik eden" yayıncılık anlamında kullanılır. "Luka" da "gayri meşru " anlamında kullanılan bir terimdir. İncil'de "Fahişelere" kıyas yoluyla övgü içeren ifadeler geçmektedir. "Zorla vergi alanlar Fahişelerden de kötüdür" anlamında kullanılmıştır.

Aslında savunduğum kişiler tarafından suçlandım.

Fuhşiyat'tan şahsi olarak nefret etmekteyim. Tevrat’ta “nasıl sadık bir şehir fahişe oldu” ayeti ile “fahişe” kelimesine yer verilmektedir. Toplumdaki yanlışlara, zinaya karşı tavır sergilemek gerektiğinden bahsedilir. Hristiyanlıkta “Kutsal Fahişe Kilisesi” dahi vardır. Kutsal kitaplardan örnek vermemin amacı kutsal kitaplarda kendi kavimleri ile ilgili eleştiri yapılırken benim de kardeşim gibi gördüğüm kişileri eleştirmemin doğal karşılanması gerektiği içindir.

Kişinin kendine özgü ifade biçimi ve değerleri hükmün öznesi için belirleyicidir, buna ilişkin de AİHM kararı mevcuttur. Yine başka bir kararda olgu isnadının değer yargıları ile değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Devlet kamu yararını savunmada savunanı hedef gösterme konusunda hedef gösterilenden yanadır. Gerçekleşme riski bulunmayan açık ağır tehlike oluşturmayan ifadeler suç teşkil etmemektedir.

Kaleme alınan yazıda “fahişe ve türevleri” kelimesi yerine eşcinsellik ve türevleri ya da LGBTİQ+  ifadesi kullanılmış olsaydı sonuç değişmezdi. Kastedilen kesimler bu kişiler ve yaygınlaştırılması ve meşrulaştırılması amacıyla lobi faaliyeti yürütenlerdir. Yazı içeriğinde kastedilen kişiler müşteki sıfatında bulunan AK Parti'li kadınlar değildir, aslında kadınlarda değildir, sözünü ettiğimiz gruplardır.

"Fahişe ve türevleri" şeklinde bir hakaret kalıbı dahi yoktur. Yazıda "aile ve gençliğe karşı tehdit unsuru" olarak kullanılmıştır.”

Yukarıda özetini sunduğum yazıda AK PARTİ ve AKP kavramlarını açıklamamız gerekiyor. Duruşmada edindiğim izlenime göre, müştekiler  AK PARTİ ve AKP ifadesinin Matufiyet açısından özel bir anlam taşıdığının farkedilmemesinden kaynaklanan bir sorun yaşanıyor.

AK Parti’de önce gençlik kolları, sonra ana kademe ve referandum sürecinde Tanıtım ve medya başkanı olarak görev yaptım. Bu süreçlerde AK PARTİ kelimesi yerine AKP kelimesi kullananları dava arkadaşlarımızda iyi bilir ki; partiye üye olmaları da dâhil, yönetim kurul üyeliklerine alınmalarına sıcak bakılmazdı. Hasbelkader AKP kelimesin yanlışlıkla kullananlar dahi ya şiddetli bir eleştiriye maruz kalır. Ya da onlarla arkadaşlık kurulmak istenmez dışlanırlardı.   

Sonuç: Bizce bu dava gerçek AK Partililere karşı AKP’lilerin açtığı bir davadır.

 
 

 

 
 
Etiketler: DİLİPAK,, MAHKEMEDEKİ, SAVUNMASINDA, “ASLINDA, SAVUNDUĞUM, KİŞİLER, TARAFINDAN, SUÇLANDIM.”,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
25 Mart 2024
Moskova'daki Terör Saldırısı ve Biyolojik Savaşın Gölgesinde Dünya: 4. Dünya Savaşı'nın Ayak İzleri
23 Mart 2024
Geleceğimizin Kıyameti “Asbest,” Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşümün Karanlık Yüzü
15 Mart 2024
Gökdelenlerin Gölgesindeki İroni: Depremler, Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşüm
03 Mart 2024
Zihinsel esaret: Afyonların ardındaki gerçek tehlike ve islami değerlere sadık kalma çağrısı
21 Şubat 2024
Görünmeyen Düşman: Kutuplaştırma ve İdeolojik Savaş
15 Şubat 2024
Dikey Yapılaşma ve Mahalle Kültürünün Erozyonu: Bir Hikâyenin Ardında Saklı Öğütler ve Tehlikeler
11 Şubat 2024
Alın Size Mektup!.. Alın Size Belge!.. İşte Danya’nın Mektubu Filistin’in ve Danya’nın Sessiz Çığlığı!..
21 Ocak 2024
TFF’nin Sponsorluk Skandalı, Futbolda Çizgi Aşımı ve Toplumsal Bilinç Uyarısı!..
15 Ocak 2024
Çifte Standartlar ve Sessiz Çığlık - Epstein Davası Üzerinden İslam Dünyasına Sesleniş
01 Ocak 2024
Süper Kupa Olayları ve Ardındaki Sorular - Türkiye Futbol Federasyonu, Protokol Detayları ve Toplumsal Dinamikler
31 Aralık 2023
Yılbaşı Kutlamalarının Dini Perspektiflere Göre Derinlemesine Analizi
24 Aralık 2023
Teğmen Krizi ve Askerlik Anlayışı: Geçmişten Günümüze Derin Bir Bakış
09 Aralık 2023
Balfour Deklarasyonu ile Başlayan Filistin'in Kırık Hikâyesi
07 Aralık 2023
Abdülhamit ve Herzl Penceresinden Yahudilerin Filistin Toprakları Üzerine Kirli Planı
19 Kasım 2023
II. Haçlı Seferi, Anadolu Selçuklu Direnci, Haşhaşilerin Kiralık Savaşı, Papa'nın Kaygıları ve Nûreddin Mahmud Zengî'nin Zaferi
01 Mart 2023
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA DOLAŞAN DEPREM YALANLARI
18 Şubat 2023
Yaşarken Enkaz Haline Gelenleri Kim Kurtaracak?
02 Ekim 2022
Oysa ülkeyi yönetenlerin Hz. Ömer olması gerekmiyor muydu?
10 Haziran 2022
BATI ile yatıp, BATIL ile kalkmak: KURAN-I KERİM’E TEKME ATMAK!..
02 Mayıs 2022
Ramazan Ayında Şehvetin Azması (!)
30 Nisan 2022
GELENEKSEL TABİR İLE “İB..LİK” VE FUHŞİYAT NASIL MEŞRULAŞTIRILIR?
22 Nisan 2022
Metropolden Köye, Köyden Mezraya
20 Nisan 2022
MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA
22 Mart 2022
Madenlerimiz Yeni Teknolojilerin Hammaddesi & Bizi Bekleyen Tehlikeler
04 Şubat 2022
METAVERSE (SANAL GERÇEKLİK)
30 Ocak 2022
KÜRESEL SALGIN İNSANLIĞI ÇARESİZLİĞE SÜRÜKLÜYOR!..
23 Ocak 2022
YAHUDİLİĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
16 Ocak 2022
Eşcinseller Neden 20 Yıl Daha Az Yaşıyor!..
05 Ocak 2022
9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ'NDE İSLAMİ EĞİTİM
29 Ağustos 2021
Göç ve Göçmen Meselesi
20 Ağustos 2021
1 Teklifim Var!.. Hem 500 Kat Fazla Verim Elde Edelim! Hem de Ormanlarımız Geri Gelsin!
14 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -2-
13 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -1-
01 Temmuz 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -IV-
27 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -III-
26 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -II-
21 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -I-
28 Mayıs 2021
Filistin Meselesi ve Tarihten Günümüze Yahudiler!.
26 Mart 2021
Tek Kuşak Tek Yol Projesi ve Çin Hegemonyası
14 Mart 2021
Hayvanlar Alemine Dönüş
11 Şubat 2021
Tehlike'nin Farkında mısınız? Dünyada - Türkiye'de ETCEP Uygulaması ve Topluma Yansıması
21 Ocak 2021
Şimdi Dünyayı Ne Bekliyor?
15 Ocak 2021
Kurtuluşa Giden Yolculuk BENİM AİLEM -1-
19 Aralık 2020
Benim Ailem
16 Aralık 2020
Küresel Soykırım
10 Ekim 2020
Dil (Ses) Eğitimi
12 Temmuz 2020
Tarihsel ve Stratejik Anlamda İstanbul’un Girit ve Diğer Depremlerle Bağlantısı - Büyük İstanbul Depremi
09 Temmuz 2020
Dikkat!.. Yeni Tehlikenin Adı Mavi Bebek (Blue Baby)
08 Temmuz 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Muhammet Binici Kimdir?
Haber Yazılımı