
3T 1B ve Yapay Zekâ: Zihinlerimizin Yeni Haşhaşı
İnternette gezinirken 2019’da kaleme aldığım “İnternet, Medya, Sinema, Diziler ile Kurşuna Dizilen Zihnimiz” başlıklı yazım gözüme çarptı. Satırlarını okurken fark ettim ki; o gün anlattıklarım bir kehanet değil, bugünün gerçeğiymiş. O vakit televizyon, telefon, tablet ve bilgisayarın insan aklını nasıl kuşattığını yazmıştım. Bugün o orduya yeni bir komutan eklendi: Yapay zekâ.
Savaş aynı savaş… ama artık cephanesi kod, mermisi veri, hedefi zihin!..
Bir zamanlar zihinler haşhaşla uyutulurdu, bugün ekran ışıklarıyla.
Hasan Sabbah’ın “fedailerini” esrarla teslim aldığı o yüzyıllardan bugüne, insanın aklına ve iradesine kast edenlerin yöntemleri değişti ama hedefi hiç değişmedi:
Zihni esir almak.
Artık haşhaşın yerini aldı dört modern afyon: Telefon, Tablet, Televizyon ve Bilgisayar.
Bu dört silahın yanına da bir “beşinci kol” eklendi: Yapay Zekâ.
Bu yeni düzenin adı “Dijital Haşhaşilik”tir.
Ve biz, farkında olmadan, her gün gönüllü olarak bu tarikata bağlanıyoruz.
Tarihten Günümüze Zihin Operasyonu
Hasan Sabbah, insanın duygularını manipüle ederek onu “gerçek olmayan bir cennete” inandırdı.
Rotary kulüpleri ve Mason teşkilatları, yüzyıllar boyunca zihinleri “sembollerle” şekillendirdi, algıları yönetmenin sanatını simgelerle sürdürdü.
Bu kervana yarım asır önce bir yenisi daha katıldı: FETÖ. O da aynı oyunu bu topraklarda, inanç kisvesi altında oynamaya kalktı.
Bugün bu sembollerin ve inancın yerini algoritmalar, trendler ve beğeni sayıları aldı.
Eskiden insanları “haşhaşla” uyuştururlardı, şimdi “bildirimlerle”.
Eskiden “yalan cennet”i vaad ederlerdi, bugün “metaverse”.
Artık zihinleri kimyasal değil, dijital mekanizmalarla ele geçiriyorlar.
Bir çizgi filmle çocukların bilinçaltına işlenen mesaj, bir sosyal medya akışıyla toplumsal yönelim belirliyor.
Bir zamanlar Hollywood’un setlerinde çekilen her sahne, başka milletlerin kültürel DNA’sına yapılan bir müdahaleydi.
Şimdilerde ise ülkeler kendi kimliklerini bizzat kendileri imha ediyor.
Dışarıdan ısmarlanan senaryolarla, kiralanmış kalemlerle, ruhun satmış yönetmen ve yapımcılarla kendi kültürüne ahlakına kurşun sıkıyorlar.
Artık sömürge ordularına gerek yok; çünkü milletler kendi ekranlarından işgal ediliyor.
3T 1B: Modern Çağın Silahları
Televizyon, düşünme refleksini körelten bir “hipnoz” makinesi.
Telefon, sürekli bir “haz döngüsü” üreterek kişiyi anlık tatminlere mahkûm ediyor.
Tablet, çocukların beyinlerini renkli haplarla teslim alıyor.
Bilgisayar, bilgiye erişim bahanesiyle düşünmeyi unutturuyor.
Ve Yapay Zekâ, bütün bunların üstüne bir taç koyuyor: Artık yalnızca gözlemlemiyor, yönlendiriyor.
Bize “özgürlük” diye pazarlanan dijital dünya, aslında bir algoritmik hapishane.
Her dokunuş, her tıklama, her duraksama süresi bile kayıt altında.
Sadece alışkanlıklarımızı değil, ahlakımızı da kodluyorlar.
“Veri” artık yeni “ruh” olmuş durumda; kimde varsa, o dünyayı yönetiyor.
Zihin İşgali: Siyonizm, Kapitalizm ve Emperyalizm Üçgeni
Dünya uzun süredir savaşmıyor, programlanıyor.
Toplar, tüfekler, bombalar devrini tamamladı.
Şimdi savaş, zihinlerin algoritmalarla kuşatıldığı bir evreye taşındı.
Kapitalizm, tüketimle;
Emperyalizm, kültürel yozlaşmayla;
Siyonizm ise medya ve finans ağıyla zihin haritalarımızı yeniden çiziyor.
Artık cephe hattı değil, ekran hattı var.
Bir tweet, bir reklam, bir dizi bölümü hepsi birer mermi.
Ama farkında değiliz; çünkü bu savaşın sesini duymuyoruz.
Sessiz, görünmez ve ölümcül.
Yapay Zekâ: Dijital Haşhaşın İlahı
Yapay zekâ, artık sadece komut alan bir araç değil;
gözleyen, öğrenen, taklit eden ve yönlendiren bir üst bilinç haline geldi.
Kimin neyi sevdiğini, neye kızdığını, hangi habere tepki verdiğini saniyesinde çözüyor.
Sonra da karşına tam o duyguyu besleyecek içerikleri getiriyor.
Böylece iradeni “sana aitmiş gibi” hissettirerek senden çalıyor.
Hasan Sabbah, müridlerini “cennet” vaadiyle kandırdı.
Bugünün dijital efendileri ise bize “kişiselleştirilmiş cennet” sunuyor:
Her şey tam senlik!
Ama sen artık sen değilsin;
bir algoritmanın çizdiği profilden ibaretsin.
Kurtuluş: Dijital Farkındalık ve Ahlaki Direniş
Çare, ekranı kapatmakta değil;
ekranın arkasındakini fark etmekte.
Kurtuluş, dijital oruç tutmakta değil;
bilinci diri tutmakta.
Çocuklarımızın ellerindeki tabletlere sadece oyun değil, gelecek de yüklü.
Onları kim programlıyorsa, yarını da o yönetiyor.
Bizi köleleştiren teknoloji değil;
onu yöneten iradenin karanlığı.
Unutmayalım:
Bir milletin zırhı tank değil, şuurudur.
Şuur giderse, teknoloji değil, algoritma fetheder.
Ezcümle
“Bir zamanlar haşhaşla uyutulanlar vardı,
bugün bildirimlerle uyutuluyoruz.” (2019)
Eğer aklımızı teslim edersek, robotlar değil, biz makineleşiriz.
Ve eğer farkına varmazsak, çocuklarımızın kalplerini değil, zihinlerini kaybederiz.
O yüzden diyorum ki:
Ekranların değil, iradenin insanı ol.
Çünkü Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır;
ama kullar uyanmazsa, tuzak her çağda işler.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-sarkozy-nin-hucresi-fransa-siyonist-lobiler-ve-bir-ihtar-operasyonu-1208.html
|