






|
||
![]() |
İMRALIYA GİDİLSİN Mİ GİDİLMESİN Mİ? SAHİ İMRALI NERESİ? | |
| Halis Özdemir / Gazeteci - Yazar - Program Yapımcısı | ||
Sahi, İmralı neresi? Öncelikle, terörün bitirilmesi, ülkede kardeşliğin, birlik ve beraberliğin sağlanması konusunda samimi gayret gösterenlere şükran duyar, teşekkür ederiz. Teklif ve görüşlerimizi arz etmeyi de vatandaşlık görevi olarak görürüz. TBMM’yi temsilen milletvekilleri İmralı’ya gidebilir mi, İmralı’nın görüşünü alabilir mi? Şuna neden “TBMM adına milletvekilleri çocuk katili Apo’yu ziyaret edip görüşünü alabilir” demiyorlar da işi İmralı adasına havale ediyorlar? Sahi, seçim meydanlarında atılan “urgan” ne olacak? Sonuç, DEM’le demlenenler mi dersiniz, ne dersiniz bilemem; ama sonuç ortada, anlaşılan perde önü ile perde arkası çok farklı değil mi sizce de? Televizyon ekranlarında her konuyu bilen, her konuda fikri olan bilge(!) yorumcuların iddiasına göre;
Terörü istememek başka bir şey, “Öcalan teröristinin isteklerinin yol haritasını tayin etmesine izin vermek” başka bir şeydir, bu aziz millet feraseti ile bilmektedir. Geçtiğimiz günlerde bir TV kanalında DEM sözcülerinden biri; “Türkiye ve Türkiye dışını ayrı olarak ele almalıyız” buyurdu. Terörsüz Türkiye sürecini Suriye, Irak, İran’dan ayıralım; PKK silahları ve teröristleri bu ülkelere götürsün mesela Suriye’de veya Irak’ta (ilerde İran için de geçerli bir projedir, bu konuyu tafsilatlı olarak yazacağım inşallah) bir bölgede, İsrail’in ve ABD’nin desteği ile bağımsızlık ilan etsinler, Suriye’yi bölsünler, sonra Türkiye’ye saldırılarını oradan yapmaya devam etsinler, öyle mi? Suriye devlet başkanının ABD ziyaretinde, ABD projelerini Suriye’nin federasyon da dahil bölünmesine dikte edeceğinden endişeniz olmasın. Yani Suriye maalesef Türkiye’nin itirazlarına rağmen bölünme yolunda ilerlemektedir. Dışişleri bakanımızın acilen ABD’ye gitmesinin sebeplerinden birisi bu olabilir. Ayrıca Suriye’yi de “İbrahim Anlaşmalarını” imzalamaya zorlayacaklardır. Peki, İbrahim Anlaşmalarını başka hangi ülkelere kabul ettirdiler, hangi ülkeler imzalayacak? Bakıp göreceğiz. Baş şeytan Trump devlet başkanlarına övgüler dizerek akıl almaz anlaşmalar yapmakta, nadir elementleri ülkelerin elinden bir bir almaktadır. Ülkelerin geleceğini ipotek altına almaktadır. Geçtiğimiz günlerde; Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Trump hakkında: Ve; Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev: Gazze ateşkes anlaşması sırasında ise Pakistan devlet başkanı bu övgülerden aşağı kalmaz cümleler kurmuş ve Trump’ı Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermişti. Türk devletlerinin ve kardeş Pakistan’ın düştüğü duruma bakar mısınız? Daha önce birkaç defa yazdığımda ifade ettiğim gibi, dünyada ne olursa olsun peşrevdir, HEDEF TÜRKİYE’DİR. Hedef, Arz-ı mevud’un gerçekleşmesi için melheme-i kübra yani Armageddon (Hatay Amik Ovası) savaşına adım adım gidildiğidir. Bunu NATO konusunu yazdığım makalemde de genişçe izah ettim. Testi kırılmadan baştan söyleyelim; Türkiye yok, barış yok, kardeşlik diyerek bunun için güneydoğu illerinde yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, demokrasi gibi gerekçelerle “eğitimin yerel yönetime bırakılması” gibi bölünmenin ilk adımlarını atamaz, atmamalı. Ez cümle, TBMM üyeleri çocuk katili terörist başı Apo’yu ziyaret edemez! Etmemeli. Bir seçmen olarak ben razı değilim. Sürdürülen süreç sonunda çözüm diye önerilenlere milletimiz razı mı, değil mi, buyurun halka soralım. Demokrasi yok mu? Madem demokrasi var, haydi yarından tezi yok millete sorun! Vatandaşların endişeleri vardır. Bu endişeler dikkate alınmalıdır. PKK teröristleri arkadan dolaşarak topluma karışma ve günü geldiğinde bu hainlerin sahaya sürülmeyeceğinin bir garantisi var mı?
Efendim, bu Apo var ya geçmişte aslında MİT’in elemanıymış! Eee ne olmuş, MİT’te çalışmışsa? MİT’e ihanet etmiş, bebek katiline “önder” mi diyelim! Barış olacaksa şehit analarının yüreği göz ardı edilmemelidir. Şehit analarının fedakarlığı tartışılmaz. Daha ne yapsınlar, evlatlarını vatana hediye etmişler; milletin, devletin yararına olacak işlere gene eyvallah derler ama arkasında gönülleri yaralayan sorular bırakılan bir işe evet demezler. Şehit analarının gönüllerini kıranların ne dünyada ne ahirette işleri düzgün gitmez, bu da böyle biline! Devletin sınırları aşılarak barış olmaz! Milletin vicdanında karşılık bulmayan şekilde barış olmaz! Devlet, PKK’nın silahlarının tamamını teslim alır; suça karışmamış olanları bağışlar, suça karışmış olanların da hayatlarını bağışlar ama yargılar, hukuk içinde gerekli cezaları verir ve böylece barış sağlanmış olur! Gerisi, sonu hüsran olma ihtimali yüksek ve kalıcı barışın olmadığı bir sürecin başlamasına zemin hazırlar.
Bir soru daha soralım; PKK ile barıştık dedikten sonra Suriye’de, Irak’ta, sınırlarımız dışından ülkemize karşı yapılan sinsi hain saldırılara karşı nasıl mücadele edilecek? Demezler mi, “Siz PKK kendini feshetti, barıştınız, onun için sınır ötesi operasyon yapamazsınız”? Terörsüz Türkiye mücadelesi, Türkiye’yi ve Türkiye dışını da kapsamalıdır. Ayrıca:
Bu konu ile ilgili, “Terörsüz Türkiye’nin Mayınlı Yolları” başlıklı makalemde belgeleri ile açıkladım. Lütfen bakınız.
Ayrıca, bu süreci tahlil edenleri, fikrini söyleyenleri ihanetle suçlamayı bırakın! Ayıptır, günahtır. Kürsülerde, televizyon ekranlarında bağırmalarınıza alıştık; bağıra bağıra bu günlere geldik. Kırk yıllık “bebek katili” sonunda “önder”, “TBMM’ye davet edilir”, kendisi ile “görüşülebilir” oldu! Süreç hakkında vatandaşlar bilgilendirilmelidir. Vatan hainleri ve ülke düşmanları dışında kimse ülkede terörün bitmesine karşı gelmez! Hiçbir ülkede vatandaşlar mensubiyetlerini etnik kimlikleri ile ifade etmezler. Mesela “Ben Fransalıyım” demez, “Fransız vatandaşıyım” der; “Amerikalıyım” demez, “Amerikan vatandaşıyım” der. Türkiye de de “Türkiyeliyim” demez, “Türk vatandaşıyım” der. Bu asla ırkçılık değildir, milletin topyekûn üst kimliğidir. Türk milleti, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü et ile tırnak bir bütündür. Kimsenin kardeşlik empoze ve tarifine ihtiyaç duymaz. Gölge edilmesin, fitne çıkarılmasın, yeter! Türk devleti ve milleti bölünmez bir bütündür! Tarih boyu dahili ve harici ihanetlere rağmen, dünya var oldukça varlığını sürdürmüş, sürdürecektir. Vesselam. |
||
| Etiketler: İMRALIYA, GİDİLSİN, Mİ, GİDİLMESİN, Mİ?, SAHİ, İMRALI, NERESİ?, | ||
|