Yazı Detayı
21 Haziran 2021 - Pazartesi 11:37
 
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -I-
Muhammet BİNİCİ
info@muhammetbinici.com
 
 

KANAL İSTANBUL PROJESİ ve TÜRK BOĞAZLARINA HÂKİMİYET MESELESİ  -I-

 

1792 Küçük Kaynarca Antlaşması’na kadar Türkiye İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına tam hâkimdi. Boğazlardan hangi ülke gemilerin geçeceğine hangi ülkelerin geçmeyeceğine Devlet-i Âli karar veriyordu. 1792 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Ruslara Türk boğazlarından serbest geçiş hakkı verildi. Bu imtiyaz İngiltere ve Fransa’yı rahatsız etti. Daha sonra Ruslarla yapılan Hünkâr İskelesi Antlaşması ile Rus savaş gemilerinin boğazlardan geçişine izin verildi. Rusların Akdeniz inmesi tehlikesi İngilizleri telaşlandırdı. Bu anlaşmanın iptal edilmesi için 1809‘da Birleşik Krallık ile imzalanan Kale-i Sultaniye Antlaşması‘nda Boğazların tüm devletlerin savaş gemilerine kapalı tutulması prensibi kabul edildi. Böylece İngiltere’nin yardımıyla yeniden Osmanlı Devleti boğazlara hâkim duruma geldi. Fakat 1828-29 Osmanlı Rus savaşında yenilmemizden hemen sonra imzalanan 1829‘da Edirne Antlaşması‘nda, Boğazların bütün devletlerin ticaret gemilerine açık tutulacağı hükmü kondu. Boğazların kapalılığı kavramı yalnız savaş zamanı ile sınırlı tutuldu. Osmanlı Devleti savaşa girdiği takdirde Boğazlardan istediği gibi tasarruf edebilecekti. Bu durum 1841’e kadar devam etti. 1841 yılında Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki Rus nüfuzu ve baskısı geriledi; Fransa’nın Mısır üzerindeki etkinliği ortadan kalktı; Hünkâr İskelesi Antlaşması hükümleri sona erdi; İngiltere ise en kazançlı ülke durumuna geldi.

 

Bu durum Lozan’a kadar devam etti. Lozan’da boğazların tam açıklığı ilkesi getirildi. Barışta ve savaşta Türk boğazları ticaret ve savaş gemilerine açık hale getirildi. Askerden arındırıldı. Boğazların her iki tarafında 20’şer mil Uluslararası yönetime devredilmiş bir Boğazlar Komisyonu kuruldu. (Bu bölgeye Türk askeri giremiyordu.) Bu durum 1936 yılına kadar devam etti. Türkiye’nin Türk Boğazlarına hâkim olamaması başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere bütün devlet ricalini çok rahatsız etti. II. Dünya Savaşı öncesi 1936’da fırsat çıktığında boğazlar üzerinde hâkimiyeti temin etmek için Türkiye teşebbüse geçti. Konuyu müzakere etmek üzere ilgili devleler ile bir araya gelindi. Montrö’de Türkiye lehine ciddi tadilatlar yapıldı. Antlaşmanın 20 yıl yürürlükte kalması kararlaştırıldı. Türkiye zaman içerisinde fırsat buldukça, imkân doğdukça, boğazlar sözleşmesinin lehine düzeltilmesini hedef aldı. Boğazların açıklığı ve geçişin ücretsiz olması Türkiye’yi daima rahatsız etti. Özellikle Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin savaş gemilerinin serbestçe geçebilme hakkı Türkiye’nin egemenliğini, güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Montrö Boğazlar Sözleşmesine ilaveler yapmak için fırsat 1991’de SSCB’nin dağılması üzerine 1994’te geldi. (1994 Boğazlar Tüzüğü) SSCB’nin dağılmasından sonra Türkiye yeni bir geçiş tüzüğü hazırladı. İlginç olan Rusya federasyonu bu tüzüğe itiraz etmedi. Uluslararası nakliyat yapan denizcilik firmaları itiraz ettiler. Bu itirazlar doğrultusunda Türkiye yeni bir geçiş tüzüğü hazırladı. Bu tüzüğe 1998 Boğazlar Tüzüğü adı verildi. Bütün bu süreç içerisinde Lozan Boğazlar Sözleşmesi yapıldığı tarihte Türk Boğazlarından 2300 gemi ve en büyük geminin tonajı 15 Bin tonu geçmiyorken bu sayı 1936’da 3500 gemiye çıkmıştı. Gemilerin küçük ve sayıca az olması Türkiye’yi rahatsız etmiyordu. Ancak Kanal İstanbul’un linkini verdiğimiz sitesine girildiği zaman görülecektir ki; bu boğazlar devasa büyüklükteki ve devasa tonajdaki gemilerin geçişini kaldırmaz. https://www.kanalistanbul.gov.tr/tr/neden

 

O halde “KANAL İSTANBUL” Neden Gerekli?

 

Yine Kanal İstanbul’un sitesine girdiğimizde yılda yaklaşık 43 bin geminin geçtiğini İstanbul Boğazının en dar yerinin 698 metre olduğunu görüyoruz. Gemi trafiğindeki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, İstanbul Boğazını adeta petrol boru hattı haline getirmiştir. Özellikle petrol taşıyan tankerlerin boylarının 300-400 metreye ve taşıdıkları yükün 500 bin ton petrol veya sıvılaştırılmış petrol gazı taşıyacak boyuta gelmesi adeta İstanbul halkını dinamitle iç içe yaşamaya zorlamıştır. Gemi kaptanları çok iyi bilir ki; 400 metrelik bir gemi ancak 1 – 1,5 Km’lik dümen kırma mesafesiyle manevra yapabilir. Ayrıca boğazda 90 dereceye yakın keskin dönüşlerin olması İstanbul’un güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Özellikle son zamanlarda gemi ve kanal teknolojisinin gelişmesi Karadeniz’e dökülen Tuna, Dinyester, Dinyeper, gibi nehirlerin genişletilmesi birbirine bağlanması neticesinde neredeyse Fransa’dan, Moskova’dan kalkan gemiler Türk Boğazlarından geçip Akdeniz’e açılmaktadır. Hazar Denizi Rusların yaptığı kanallarla Karadeniz’e bağlanmıştır. Hazar Denizi’ne kıyısı olan Rusya, Kazakistan, Türkmenistan, İran ve Azerbaycan gibi ülkelerin gemileri de Türk Boğazlarından geçmektedir. Bu kadar yükü Türk Boğazlarının bu haliyle kaldırması mümkün değildir. Okuyucularımız çok iyi biliyor ki; bu konu bir iki makale ile bitirilecek bir konu değildir.

 

Bundan sonraki makalemizde konuyu değerlendirmeye devam edeceğiz.

 

Selam ve Dua ile Allah’a Emanet Olunuz.

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
http://www.bncmedyahaber.com/yazar-kanal-istanbul-projesi-ve-turk-bogalarina-hakimiyet-meselesi--I--590.html

 

 
Etiketler: Kanal, İstanbul, Projesi, ve, Türk, Boğazlarına, Hakimiyet, Meselesi, -I-, ,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
13 Nisan 2024
Bayramın Derin Anlamları ve Bir Ömre Sığdırılan Hasret
11 Nisan 2024
Dönüşüm rüzgarı: Bir halkın direnişi ve gelecek arayışı
05 Nisan 2024
Siyasi Liderlerin Eğitim ve Nitelik Seviyesinin Toplum Yönetimindeki Önemi
25 Mart 2024
Moskova'daki Terör Saldırısı ve Biyolojik Savaşın Gölgesinde Dünya: 4. Dünya Savaşı'nın Ayak İzleri
23 Mart 2024
Geleceğimizin Kıyameti “Asbest,” Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşümün Karanlık Yüzü
15 Mart 2024
Gökdelenlerin Gölgesindeki İroni: Depremler, Sıfır Atık ve Kentsel Dönüşüm
03 Mart 2024
Zihinsel esaret: Afyonların ardındaki gerçek tehlike ve islami değerlere sadık kalma çağrısı
21 Şubat 2024
Görünmeyen Düşman: Kutuplaştırma ve İdeolojik Savaş
15 Şubat 2024
Dikey Yapılaşma ve Mahalle Kültürünün Erozyonu: Bir Hikâyenin Ardında Saklı Öğütler ve Tehlikeler
11 Şubat 2024
Alın Size Mektup!.. Alın Size Belge!.. İşte Danya’nın Mektubu Filistin’in ve Danya’nın Sessiz Çığlığı!..
21 Ocak 2024
TFF’nin Sponsorluk Skandalı, Futbolda Çizgi Aşımı ve Toplumsal Bilinç Uyarısı!..
15 Ocak 2024
Çifte Standartlar ve Sessiz Çığlık - Epstein Davası Üzerinden İslam Dünyasına Sesleniş
01 Ocak 2024
Süper Kupa Olayları ve Ardındaki Sorular - Türkiye Futbol Federasyonu, Protokol Detayları ve Toplumsal Dinamikler
31 Aralık 2023
Yılbaşı Kutlamalarının Dini Perspektiflere Göre Derinlemesine Analizi
24 Aralık 2023
Teğmen Krizi ve Askerlik Anlayışı: Geçmişten Günümüze Derin Bir Bakış
09 Aralık 2023
Balfour Deklarasyonu ile Başlayan Filistin'in Kırık Hikâyesi
07 Aralık 2023
Abdülhamit ve Herzl Penceresinden Yahudilerin Filistin Toprakları Üzerine Kirli Planı
19 Kasım 2023
II. Haçlı Seferi, Anadolu Selçuklu Direnci, Haşhaşilerin Kiralık Savaşı, Papa'nın Kaygıları ve Nûreddin Mahmud Zengî'nin Zaferi
01 Mart 2023
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA DOLAŞAN DEPREM YALANLARI
18 Şubat 2023
Yaşarken Enkaz Haline Gelenleri Kim Kurtaracak?
02 Ekim 2022
Oysa ülkeyi yönetenlerin Hz. Ömer olması gerekmiyor muydu?
10 Haziran 2022
BATI ile yatıp, BATIL ile kalkmak: KURAN-I KERİM’E TEKME ATMAK!..
02 Mayıs 2022
Ramazan Ayında Şehvetin Azması (!)
30 Nisan 2022
GELENEKSEL TABİR İLE “İB..LİK” VE FUHŞİYAT NASIL MEŞRULAŞTIRILIR?
22 Nisan 2022
Metropolden Köye, Köyden Mezraya
20 Nisan 2022
MİLLİ SİNEMA ve ADANIŞ KUTSAL KAVGA
22 Mart 2022
Madenlerimiz Yeni Teknolojilerin Hammaddesi & Bizi Bekleyen Tehlikeler
10 Mart 2022
DİLİPAK, MAHKEMEDEKİ SAVUNMASINDA “ASLINDA SAVUNDUĞUM KİŞİLER TARAFINDAN SUÇLANDIM.”
04 Şubat 2022
METAVERSE (SANAL GERÇEKLİK)
30 Ocak 2022
KÜRESEL SALGIN İNSANLIĞI ÇARESİZLİĞE SÜRÜKLÜYOR!..
23 Ocak 2022
YAHUDİLİĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
16 Ocak 2022
Eşcinseller Neden 20 Yıl Daha Az Yaşıyor!..
05 Ocak 2022
9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ'NDE İSLAMİ EĞİTİM
29 Ağustos 2021
Göç ve Göçmen Meselesi
20 Ağustos 2021
1 Teklifim Var!.. Hem 500 Kat Fazla Verim Elde Edelim! Hem de Ormanlarımız Geri Gelsin!
14 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -2-
13 Temmuz 2021
Bilişim Suçları ve Banka Kartları Dolandırıcılığı -1-
01 Temmuz 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -IV-
27 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -III-
26 Haziran 2021
Kanal İstanbul Projesi ve Türk Boğazlarına Hakimiyet Meselesi -II-
28 Mayıs 2021
Filistin Meselesi ve Tarihten Günümüze Yahudiler!.
26 Mart 2021
Tek Kuşak Tek Yol Projesi ve Çin Hegemonyası
14 Mart 2021
Hayvanlar Alemine Dönüş
11 Şubat 2021
Tehlike'nin Farkında mısınız? Dünyada - Türkiye'de ETCEP Uygulaması ve Topluma Yansıması
21 Ocak 2021
Şimdi Dünyayı Ne Bekliyor?
15 Ocak 2021
Kurtuluşa Giden Yolculuk BENİM AİLEM -1-
19 Aralık 2020
Benim Ailem
16 Aralık 2020
Küresel Soykırım
10 Ekim 2020
Dil (Ses) Eğitimi
12 Temmuz 2020
Tarihsel ve Stratejik Anlamda İstanbul’un Girit ve Diğer Depremlerle Bağlantısı - Büyük İstanbul Depremi
09 Temmuz 2020
Dikkat!.. Yeni Tehlikenin Adı Mavi Bebek (Blue Baby)
08 Temmuz 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Muhammet Binici Kimdir?
Haber Yazılımı