Yazı Detayı
15 Ağustos 2020 - Cumartesi 23:09
 
Milli Menfaatler, Milli Kararlılık ve Harbi Göze Alma
Halil MERT / Strateji ve Yönetim Uzmanı - E. Yarbay
 
 

MİLLİ MENFAATLER, MİLLİ KARARLILIK VE HARBİ GÖZE ALMA

“Akdeniz ısınıyor…” deniyor.

Akdeniz’i gerginlikler ve kavgalar denizine kim çevirdi? Biliniz ki, Akdeniz hiç soğumamıştı. Emperyalizm ve kuklaları Türk Devleti’nin âdeta iç denizi olan Akdeniz’de 15. Yüzyıldan bu yana bizimle savaş hâlindeler.

Akdeniz hiç soğumadı ki!

Size yakın tarihin bildiğimizi zannettiğimiz ama okumadığımız sâdece Kıbrıs boyutu ile acı hatırasını hatırlatacağım.

1877–78 (93 Harbi) Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı Devleti yenilir ve Ayestefanos Barış Antlaşması (Yeşilköy) imzalanır. İlgili antlaşma ağır hükümler içerir. Bunu bahâne eden İngiltere ve Müttefikleri, Osmanlı ve Rus Devletleri’ne Berlin Antlaşması’nı imzalatırlar.

Berlin Konferansı’nda Kıbrıs’ın yönetimi İngiltere’ye bırakılır. İngiltere, Doğu’daki Rus tehdidini öne sürerek Osmanlı Devleti’ni kendisine bir askeri üs vermesi konusunda iknâ eder. Yapılan antlaşmaya göre eğer Rusya Doğuda işgal ettiği Kars, Ardahan ve Batum’dan geri çekilirse İngiltere de Kıbrıs adasını boşaltacaktır. Böylece 1878 yılından itibaren Kıbrıs adası İngiltere’ye kiralanmış olur. 1960 yılına kadar sürecek Kıbrıs’ta İngiltere hâkimiyeti başlar.

İşgâl, Kıbrıslı Türkleri’ni derinden etkiler. Bir kısım Kıbrıslı Türk adadan ayrılarak Türkiye’ye göç eder.

1914 tarihinde Kıbrıs’ı İngiltere ilhâk eder. Bu kararla Osmanlı Devleti’nin birşey yapaması sonucunda ümitsizliğe kapılan birçok Kıbrıslı Türk Kıbrıs’tan ayrılır.

24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nda TBMM Hükümeti adanın İngiltere’ye ait olduğunu kabul eder. 1924–1927 yılları arasında Lozan Antlaşması’na dayanarak adadan 5000 civarında Kıbrıslı Türk Türkiye’ye göç etmiştir. Böylece 1878 yılında başlayan nüfus dengesindeki bozulma 1914’te devam etmiş, son olarak da Lozan Antlaşması’yla birlikte Kıbrıslı Türkler için vahim bir durum haline gelmiştir.

1950’li yıllarda İngiltere’nin dâveti üzerine Türkiye Londra Konferansı’na katılarak artık Kıbrıs’ta resmen taraf olur.

1974 Kıbrıs’ta Askerî zorlamamız, Barış Hârekâtı’na kadar katliam ve gözyaşı, göçe zorlama bitmedi.

Düşünün şimdi! Fark var mı? Büyük Ülkemiz ve Coğrafyamız yağmalanıyor aslında. Bu gün BAE ile İsrail arasında yapılan anlaşmanın anlamı ne? İşgâlcilerle, işbirlikçileri halkı uyutarak Filistin’i daha kolay yutma derdindeler. S. Arabistan Kralı’nın dedeleri kraliçe adına devletimize âsi olan çapulcular değil miydi? Hatta Selefîliğin ilk tezâhürü olan Vehhâbîlik de onlar aracılığı ile büyütülmedi mi?

Tarihe bakarsanız bu günü anlarsınız. “Yayı ne kadar geriye çekersen, oku o kadar ileriye ve istikrarlı atarsın.” Geleceğin inşâsı, geçmişi bilmekle olur.

Yukarıda anlattığımız Berlin Konferansı’nı düşünün.

Rusya doğu ve kuzeyden topraklarımızı işgâl etmiş, İngiltere Fransa’nın desteği ile Kıbrıs’ı işgâl ediyor. Ne için? Yeni işgâller için. Nihâyetinde tüm Arap Yarımadası, Kuzey Afrika ve İran’ı işgal ediyorlar.

İngiltere’nin en büyük yeteneği, denizlere hâkim olmasıdır. Büyük Harp Gemileri ile kapsamlı kıta intikâlleri yaparak istediği yerde, istediği kadar birlik bulundurabilmektedir. 2. Dünya Harbi’nden sonra yerini jandarması ABD’ne bırakmıştır.

Tüm bu taarruz ve işgâlleri ne durdurur peki?

Abdülhak Molla’nın (1786–1854) şu sözü işin özüdür.

“Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh

Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh”

Yâni “Bütün devletlerin kurtuluşu şu sözdedir ki, barış ve huzur istiyorsan savaşa hazır ol.”

Harbe hazırlık, öncelikle; Milli Birlik, güçlü ekonomi, yerli üretim, modern donanımlı ve iyi eğitimli inanmış ordularla olur. Hamâset tek başına Balkan Harpleri’nde olduğu gibi hezîmetten başka bir şey değildir.

Milli Birliğin temelinde ise; Milletin yazılı olmayan ideolojisi vardır. Millî ideolojiyi, mefkûreyi besleyen temel kaynaklar ise, Yüce Dinimiz İslâm ve Töremizdir. Tarih, sosyal genetik, coğrafya vb. ise töreyi besleyen yadsınamaz değerlerdir elbette.

Devlet, Millete dayatamaz. Devlet, Milletimizin emrindedir. Devlet sistemi, halkın değerleriyle çatışamaz.

Geçmişte devlet ve millet arasında mesâfe olduğu için, Ordu, Millî İdeoloji ile halkına yabancı devlet ideolojisi arasında kalıyordu. Böylece emperyalizm, NATO vb. kuruluşların da desteği ile Ordumuzun komuta kadrolarını bir şekilde kontrol ediyordu. Askerî darbelerin tamâmında bunu görürsünüz. En son 15 Temmuz 2016 İhânet Darbesi emperyalizmin ne kadar etkin olduğunun göstergesidir.

Bu gün, Millî Devlet teşekkül etmektedir.

Tam teşekkül ne zaman peki?

Büyük devletler gibi, iktidârıyla, muhâlefetiyle, STK ile ülke menfaatleri ve toplum değerleri tartışılmaz hâle gelir, o zaman Millî Devlet teşekkül etmiş demektir.

Aziz Milletim.

“Fransa’nın Doğu Akdeniz’de ne işi var?” demeyin. ABD’nin, İngiltere’nin, Almanya’nın Ortadoğu’da, Afrika’da ne işi var?

Asıl soru şudur? Emperyalizm, Barbar Batı bu kadar açık 1000 yıldır bizimle kavga ediyorken, hâlâ nasıl içimizden en az 20 onlara kulluk yapabiliyor, işbirliği yapıyor, kendi halkına karşı hareket ediyor ve halkın bir kısmı nasıl bu ihânet kadrolarına itaat ediyor? Hatta, modernlik, çağdaşlık vb. kisvelerle, kendi toplum değerlerinin tamâmını reddedip, nasıl birer mankurta dönüşüp, kendi halkına düşman olabiliyor? Asıl soru budur.

Bizim ihânet ve işbirlikçi kadroları tüm coğrafyamızda yenmekten başka çaremiz yoktur. Türkiye büyük acılar ve mücâdeleler sonucu Millî devleti İhyâ yolunda ciddi mesâfeler kat etmiştir. Ancak, tüm çevre halklarda da bu başarılamazsa Mısır, S. Arabistan, BAE örneklerinde olduğu gibi, halk baskı altında yozlaştırılmaya devâm ederse biliniz ki kukla iktidarlar halkı da emperyalizme kazandırabilir. FETÖ de buna bir örnek değil miydi?

Azîz ve Fedâkar Milletim.

Güçlü ve Büyük Türkiye için el ele, gönül gönüle olup, çok çalışmaktan başka çaremiz yoktur. Ordularımızın en çok buna ihtiyaçları vardır. Arkalarında duran dev gibi Türk Milleti’ne..

Biliniz. Asker Ocağı, Peygamber Otağı’nda söylediğiniz; “HER TÜRK ASKER DOĞAR.” haykırışınız doğrudur. Tarihimiz bunun canlı tanığıdır.

Müjdeli fetihlere mazhâriyetimiz âdeta Rabbimizden milletimize vahiy misâli tâlimatlar gibidir. Sorumluluklarımızın bilincinde olalım. Rabbimizi, Müslümanları, Büyük ve Kahraman Milletimizi küstürmeyelim, dağıtmayalım.

Biliniz ki, Ordular, Milletlerinin duâsı ve desteği ile başarırlar.

Ordu Millet olduğumuzu unutmadan çok çalışmak ve bir olmak, iri olmak, diri olmak duâsı ile..

Özetle; Harbi, -savaşmayı- göze alamayan milletler, diğer milletlerin avı olur. Devlet olmanın, Güçlü Millet olmanın en önemli vasfı budur.

 
Etiketler: Milli, Menfaatler,, Milli, Kararlılık, ve, Harbi, Göze, Alma,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
05 Ağustos 2021
İnsan mıyız? Öyleyse ormanlarla yüreklerimiz yanmalı..
31 Temmuz 2021
İdeoloji Bataklığından ne gerçekler görünür ne doğrular ne de Millî Menfaatler
16 Temmuz 2021
Saf tamahkâr, Hâin sahtekâr… Gelsin 15 Temmuzlar!...
25 Mart 2021
15 Temmuz.. Vicdân, Direniş, Diriliş, Tanımlama, Karşılık, Kamçı, Yol Gösterici…
31 Ocak 2021
Küresel Güç, Sosyal Medya
17 Ocak 2021
Doğu Türkistan Ata Yurdumuz
16 Ocak 2021
Asrın Nîmeti Küreselleşme, Sosyal Ağlar… Özetle; Küresel Savaş
19 Aralık 2020
Kendini Tanı, Düşmanı Tanı, Dik Dur!
14 Aralık 2020
Hicret, 27 NİSAN 2007 Muhtırası, Yeniden Tertiplenme ve “En iyi savunma taarruzdur.”
07 Aralık 2020
Partisiz Cumhurbaşkanı mı? Nerede? Ne zaman? Ve AKPARTİ’ye diyecekler
03 Aralık 2020
Milletimizin Temel Değeri: Ordu Millet
23 Kasım 2020
Millî Çözüm Arayışlarına, Medeniyet Coğrafyamızın Entegrasyonu
20 Kasım 2020
Barış güçle dâim olur. Tâkibi ve teminâtı şarttır
30 Ekim 2020
Millî Birliğimize Düşman Olan Unsurlar ve Hâl Tarzlarımız
18 Ekim 2020
Bir Gönül Hikâyesi: ASRİAD
14 Ekim 2020
Son Durum Değerlendirmesi & Yakın Tarihimizden Bakış
11 Ekim 2020
Türkiye ve Azerbaycan!... Ateşkes Tuzağından Kurtulunmalı…
04 Ekim 2020
Karabağ Harekâtı: Hedef, Nahcivan ile Birleşmek Olmalıdır!..
24 Eylül 2020
Erdoğan Düşmanlığının Arkasındaki Gerçek Hedef "BÜYÜK TÜRKİYE"
23 Eylül 2020
Akdeniz, Akdeniz.. Gelen düşman değil! Biziz..
16 Eylül 2020
Kışla/Subay, Cami/Hoca, Mektep/Öğretmen
10 Eylül 2020
Can Azerbaycan yalnız bırakılamaz!..
06 Eylül 2020
Akdeniz, Fransa, Yunanistan vs. Savaş Çıkar mı?
30 Ağustos 2020
Zaferleri ve Mâzisi İnsanlık Tarihi ile Başlayan Kahraman Türk Ordusu “30 Ağustos Taarruzu ve Zaferi” Kutlu olsun
27 Ağustos 2020
İşadamı ve Ahlak
24 Ağustos 2020
Enerji Kaynakları, Milli Mücadele ve İşbirlikçi Muhalefet
14 Ağustos 2020
Milli Cephe Oluşturma, Cepheyi Çevreye Yayma
09 Ağustos 2020
Tarihten Günümüze Emperyalist Güçler ve Etkileri!.. Kim Ne? Nerede? Türkiye ve "Diriliş Muştusu"
31 Temmuz 2020
Kurbanlarla Yücelmek Yada "Halkla Paylaş Hakk'a Yaklaş"
27 Temmuz 2020
FETÖ, Kardeş Devletlerde Türkiye ve Halkımız Aleyhinde Tüm Kötülükleri Yapıyor. Olumsuz Algı Oluşturuyor Bölmeye Çalışıyor
20 Temmuz 2020
Baş ve Gardaşlar Tam Bağımsızlığa Giden Yolda Arkadaşlar!..
12 Temmuz 2020
"Ayasofya'ya İmam Olmak İsterdim"
06 Temmuz 2020
Milli Gücün Temeli İstikrar ve Türk Devletleri’nin Durumu
06 Temmuz 2020
Nursultan NAZARBAYEV, Kazakeli Elbaşı, Türk Dünyası’nın Aksakalı
28 Haziran 2020
Pençe-Kartal-Kaplan ile Oyun Bozduk, Türkmen, Kürt Kardeştir.
28 Haziran 2020
Tüm Türk ve Turan Orduları Mete Han Tarafından M.Ö. 209’da kurulmuştur.
28 Haziran 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Halil MERT Kimdir ?
Haber Yazılımı