Haber Detayı
23 Ocak 2022 - Pazar 09:47
 
YAHUDİLĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
Gündemi hala meşgul etmeye devam eden Sezen Aksu'nun Hz. Adem ve Hz. Havva polemiğine, Gülşen'in çırıl çıplak sahne almasına, kendini sanatçı olarak topluma tanıtanlara bir de bu çerçeveden bakalım!.. Muhammet Binici yazdı!.. YAHUDİLİĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI
GÜNDEM Haberi
YAHUDİLĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI

YAHUDİLİĞİN VE SABATEİZMİN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMALARI


Sezen Aksu'nun 2017 yılında müzisyen Yaşar Gaga ile çıkardığı 'Şahane Bir Şey Yaşamak' "Binmişiz bir alamete. Gidiyoruz kıyamete. Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem'e... ‘ şarkısının bu sözleri gündem oldu. Şarkıda geçen, 'Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem'e' sözleri sosyal medya ve kamuoyunda infial yarattı.


Bunun üzerine;


Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, Aksu'ya destek veren Ali Babacan'ı hedef aldı ve Babacan’a "Bugün rey için ana babasını satanlar yarın yönetime gelseler düşünün neleri satarlar?" demişti.


Cübbeli Ahmet Hoca'nın Sezen Aksu'ya destek veren paylaşımı yapan Ali Babacan'ı eleştirmesini köşe yazısında değerlendiren Haber Türk yazarı Kübra Par, ise " Eleştirinin de bir adabı olmalı. Olmadı Cübbeli Ahmet Hoca, bu üslup size hiç ama hiç yakışmadı…" dedi.


Aslında son noktayı Ankara Melike Hatun Camii İmamı Halil Konakçı, koydu. Sezen Aksu'nun şarkısında geçen 'Selam söyleyin o cahil Havva ile Âdem’e' sözlerine tepki gösterirken, bu hadsizliklerin Hilafetin yokluğundan ve İslam’ın sahipsizliğinden kaynaklandığını ima ederek. Hilafetin geri gelmesi gerektiğini vurguladı. Konakçı, "Bu dini sahipsiz bıraktılar, kafalarına göre at koşturmaya başladılar. Ne Hz. Meryem'e, ne Âdem’e ne Havva'ya, ne Resulullah Aleyhisselam'a, ne şeriata, ne Kuran'a, ne başörtüsüne, ne çarşafa, ne sarığa, ne minareye kimse konuşamazdı. Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş. İslam adına istiyoruz" dedi.


İmam hilafet der de, CHP Milletvekili Özgür Özel durur mu? Mecliste düzenlediği basın açıklamasında konuşan Özel, “Ankara Melike Hatun Camii'nin imam-hatibi Halil Konakçı, afiş yaptırıyor, il il geziyor, vaazlarda bulunuyor. Camide alkış var. Bakın camide vaaz yapıyor, alkış var. Camiler bunun için mi yapılmış? Camide din anlatsa, din kültürü anlatsa, dine uygun, Müslümanlığa uygun vaazlarda bulunsa kimse bir şey demeyecek” şeklinde konuştu.


Bu konuda yazı yazanlardan biri de Yılmaz Özdil oldu.


Yılmaz Özdil’in 20 Ocak 2022 tarihli Sözcü Gazetesi’nde çıkan “Sezen Aksu” başlıklı yazısında misal verdiği, sözde haksızlığa, baskıya ve cahilliğe karşı savaştığını söylediği; sanatçı, ressam, piyanist, heykeltıraş, tiyatrocu, ses sanatçısı, müzisyen, balerin, gibi şahısların tamamı, batıdan daha fazla batıcı, milli İslami kültüre düşman unsurların yaptığı sanat adı verilen zevksiz, görgüsüz, cahilce, eserlerin - yapıtların(!) milletimiz tarafından kabul görmemesinden başka bir şey olmadığını biliyoruz.


İnanın Yılmaz Özdil’in yazdığı “Sezen Aksu” makalesini Ak Parti teksir edip seçim öncesi dağıtsa; oy patlaması olur ve seçimi açık ara önde bitirir. Verdiği misaller toplum tarafından benimsenmeyen, İslam düşmanlığı ile malul kişilerin hastalıklı ruhların marjinal fikir ve eylemlerinden başka bir şey değildir. Sen, Roma-Yunan heykeltıraşlarından daha güzel heykel mi yaptın ki öğünüyorsun? Bunların yaptığı ucube heykellerin, üstünde uçan kuşların pislemeye tenezzül etmeyeceği kadar zevksiz ve şekilsiz kaba saba taş yığınından başka bir şey olmadığını herkes görüyor. Milletimiz aslında kendisine dayatılan bu zevksizliğe bu bilgisizliğe bu cehalete isyan ediyor.


Yılmaz Özdil diyor ki; “Sivas Madımak Otel’i katliamı sanıklarını bıraktılar.” Tam tersine, yangını izlemeye gelmiş ahalinin bir kısmını tutuklayıp hapse attılar, ceza verdiler. 30 seneden beri inim inim inletiyorlar. Tam tersine gerçek suçlu Başbağlar katliamı sanıklarının tamamını serbest bıraktılar. İnsan yazılarında yalan yanlış şeyler yazıyorum diye utanç duyar, eğer bilmeden yazıyorsa  böyle yazmak ayıptır, günahtır..


Efendim Sezen Aksu başlangıçta Ak Parti’yi desteklemiş te sonradan Ak Parti ile ters düşmüş diyor. Hâlbuki Sezen Aksu 367 Sabih Kanadoğlu olayında Ak Parti lehine referandumda oy vereceğim demiş, niçin demiş? Ak Parti, PKK açılımını yapacağım dediği için. Sezen Hanım, Ak Partiyi sevdiği için mi? Yoksa Kürtleri çok sevdiği için mi? Büyük İsrail’in kurulması için mi? Veya Kürdistan Projesini desteklemek için mi? Açılımı desteklemiştir. Acaba ne için?


Yılmaz Bey, Türkiye’deki özgürlük düşüncesine destek verirken, sözde sanatı ve sanatçıları savunurken Venüs Heykelinin bacağını kırdılar diyor. İstanbul’un giriş kapısı, kilidi Rumeli Hisar’da bir tarihlerde verilen konserlerden, anadan üryan sanatçı Gülşen gibi çırıl çıplak sahneye çıkan sözde sanatçıların ata yadigârı bu tarihi mekânları kirletmesinden söz etmiyor. Orada bir cami bulunduğundan bu konserlerin caminin son cemaat mevkiinden verildiğinden söz etmiyor. Yoksa İslam’ın kutsallarına saldırmanın adı özgürlük mü?


Adile Naşit örneğini verirken onun bir Hristiyan Hanım olduğunu İslam fikriyatına hizmet etmediğini biliyoruz. Bunun hümaniter (insancıl) kılığa girerek sahnelerde söylediği dini ve kutsal değerleri hafife alan sözlerini unutmadık.


Yılmaz Özdil özgür kadın heykelinden söz ediyor.

Özgür kadın heykelinin çırıl çıplak olması mı gerekir?!

Özgür kadın heykelinin erotik film sahnelerini canlandırması mı gerekir?!

Anadan üryan olması mı gerekir?!

Bir yapıtın sanat olması için illa pespaye olması mı gerekir?!

Bir kişinin sanatçı ve bilim adamı kabul edilmesi için din ve İslam düşmanı bir sefil olması mı gerekir?!
 Ki bunlar porno ve erotik yapıtlara da sanat diyorlar. Okuyucularımız, bilmiyorum hatırlar mı? Tayyip Bey’in yıkılmasını emrettiği 25 metre yükseklikteki o ucube heykellerin ne manaya geldiğini hiç kimse anlayamamıştır. Taş ve beton dile gelse konuşsa kendisini o hale sokan sözde sanatçıları Allaha şikâyet eder, bu zevksizliğe alkış tutanlara beddua eder.  Özgürlük anıtı adı verilen kaba saba taş yığınlarına milletin parasının boş yere saçıp savrulmasına ve bu israflara bir anlam verilemez.


Şurası açık bir gerçek ki Türkiye’nin son yüzyılında milli kültür tarihine bir hastalık müptela olmuştur ki bunun adı sabateizmdir. Sabataizmi temsil eden serçeler, beyazlar, küpeliler, acunlu biberli yarıştırıcılar aynı merkezin ürünleridir. Sözde sanatçılarıdır. Haksız yere şişirtilmiş, parlatılmış şarlatanlardır. İslam’la, din ile, Yüce Allah ile alay etmeyi marifet sanan cahillerdir.


Bunlar Cumhuriyetin ilk yıllarında kahrolsun şeriat diyen Moiz Cohen’in torunlarıdır, izleyicileridir. Düşünebiliyor musunuz? İslam’ın ahkâmı, İslam’ın hukuk felsefesini bizatihi İslam’ı temsil eden şeriata kahrolsun diyorsunuz. Bu, Türk milletine, bilen için açık hakarettir.


Moiz Cohen bu sözleri söylediği zaman dünya ideolojiler çağını yaşıyordu. Marksizm, sosyalizm, komünizm, Leninizm, faşizm, nasyonal sosyalizm, Maoizm, ve Kemalizm hâkim ideolojiler idi. Bütün bu ideolojilerin hepsi yerle yeksan oldu. Ancak Allah’ın indirdiği din varlığını artırarak sürdürdü. Bunların anlayamadığı nokta budur zaten. Hiçbir ideoloji dinin yerini tutmaz, tutamaz, tutamayacaktır. Bu ideolojilerin kurucularının tamamı ölmüştür, onlarla birlikte ideolojileri de ölmüştür. Ancak yeri göğü yaratan yüce Allah bakidir. Yüce Allah diyor ki; “Hangi hal üzere yaşar iseniz o hal üzere ölürsünüz.” Adama diyorlar ki bir defa olsun Allah de, “Allahaısmarladık” diyor. Hayatı, ömrü İslam’la mücadele ile geçmiş, İslam’ı aşağılamakla, silmekle geçmiş, ölünce musalla taşına getiriyorsunuz, sonra da cemaate soruyorsunuz, nasıl bilirdiniz? Ahalinin bunun için ne demesini bekliyorsunuz? İsmini zikretmeyeceğim Yargıtay başkanlarından bir tanesinin cenaze namazını kıldıracak imam bulamamışlardı. Ömrü hayatı İslam ile mücadele ile geçmiş zatların nereye defnedildiğine bakıyorsunuz ya bülbül deresinde veya Yahudi mezarlığında olduğunu görüyorsunuz. Biz Moiz Kohen gibi kimsenin dinine küfretmiyoruz, kimsenin dini esasları kahrolsun demiyoruz, çünkü Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim Araf Suresinde “Onların dinine sövmeyin ki onlarda sizin dininize sövmesin” buyuruyor.

İşte biz bu akait üzereyiz.


Gülşen diye bir kadın çıkmış, sahnelerde neredeyse çırılçıplak şarkı söylüyor. Namuslu bir kadının kocasının yatağına girerken bile hicap duyacağı bir kıyafetle sözüm ona sanat adına sahne alıyor. Onu on para etmez şarkılar söylüyor, bu kadının yaptıklarının neresi şarkıdır, neresi sanattır, neresi ahlaktır, neresi özgürlüktür. Hayvanlar âleminde bile böyle bir davranış yoktur.


Almanya da bu kadının konser verdiğini düşünün, bu sanatçı Türk’tür dediklerinde ben hicap duyarım, sizi bilmem…!


İnsanın aklına şu ayetler geliyor. “İnsan çok cahil, zalim ve nankör yaratıldı” acaba cehalette çok ileri mi gidiyoruz? Başka bir ayet de de “İnsan ahsen’i takvim üzerine yaratıldı.” Ahsen’i takvim mi olamıyoruz? Düzgün bir seçim mi yapamıyoruz? Anlamış değilim Ama şunu biliyoruz ki; gerçek dini Yahudilik olanlar İslam’ın azılı düşmanlarıdır. Onların bizi doğru yola sürüklemesini beklemeyelim. Sanat adına pespayeliği, zevksizliği, ahlaksızlığı, fuhuşu ve cehaleti savunacaklardır. Misalini verdiğimiz birinci ayette ki gibi bu nankörlük olmasa idi onun emirlerine böyle isyan ederler miydi? Yâda böyle şarkılar yazıp böyle kıyafetler giyip sahnelere çıkarlar mıydı? Allah sapıtmaya azmetmiş olanları doğru yola getirmez.
 

Selam ve Dua ile Allah’a emanet olun...

 

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-escinseller-neden-20-yil-daha-az-yasiyor-747.html

 

 

 

Kaynak: Editör:
Etiketler: YAHUDİLĞİN, VE, SABATEİZMİN, TÜRKİYE’DEKİ, YANSIMALARI,
Yorumlar
Haber Yazılımı