Yazı Detayı
27 Temmuz 2020 - Pazartesi 22:16
 
HAYATI ŞEKİLLENDİREN TERCİHLER!
Sümeyra GÜLER ÖZSOY- Psikoterapist / Psikolojik Danışman
 
 

HAYATI  ŞEKİLLENDİREN TERCİHLER!

    Sınav sonuçları ve tercih dönemleri, çocuğu sınava giren birçok anne-babanın kırılma noktası. Geleceğe dair kurulan hayallerin çizilen rotası. Dönüşü olmaz zannedilen kararların son durağı. Sahi ne çok anlam yüklüyoruz, oysa bu sınavlar ve tercihler,  hayat sınavının içinde yaşanan küçük sınav heyecanları.

       Her anne babanın hayalidir başarılı bir çocuğa sahip olmak. Çocukların kariyer ve gelecek idealinin sınavlarla belirlendiği bu zamanda ayrıcalıktır başarılı sonuçlar almak. Öyle ya milyonlarca çocuğun içinde dereceye giren benim çocuğumsa, hakkımdır gurura kapılmak (?) Bir de tersini düşünen ya da hiç istemese de düşünmek zorunda kalan ebeveynlere gidelim. Pandemi sonrası yaşanan travmalar, cevabı bulunamayan sorular, telafisi olmayan sonuçlar ve sonrası gelen düşük puanlar. Tam bir hayal kırıklığı.   Evde matem havası. Anne babasının yüzüne bakmaya cesaret edemeyen evlatların yaşadığı gönül sancısı. Daha da acısı, duygularını ifade edemediği için umursamaz görünen gençlerin içinde yaşadığı anlam karmaşası. Bu karmaşa fırtına öncesi sessizliğin habercisi de olabilir, bir ömür boyu duygularını  yadsımayı da getirebilir. Ruh sağlığı çalışanları çok iyi bilir ki duygularını ifade edememek çok büyük rahatsızlıklara sebeptir. Hal böyle iken, nedir en sevdiğimiz çocuklarımızın geleceği için,  onlara en büyük  zararı bizlere verdiren? Onlar için değil mi gelecek endişemiz? Onlar mutlu olsun, onlar en iyi yerlere gelsin, onlar çok iyi para kazansın diye daha ilk okuldan itibaren aldığımız test kitapları, verdiğimiz özel ders paraları,  yaptığımız ölesiye kıyaslar nasıl olur da sonuçsuz kalır tüm yapılanlar(!)? “Ben bir ebeveyn olarak elimden geleni yaparken  reva mıdır bana bu tembellik bu  sıralama  neden” gibi sesler yükseliyorsa içinizden, şimdi lütfen gönül sesinize kulak verin evladınıza daha fazla zarar vermeden. Bir  ebeveyn düşünün ki tek iddiası çocuğunun mutlu olması, tek icraaatı ise çocuğunun ömrünü mutsuzluğa kurması. Nasıl olur da iyiliği istemek bir ömre kötülük getirir derseniz, bu işin içinde ilerleyemezsiniz. Gelin biraz dışardan bakalım. Bütün anne babalık duygumuzla çocukların mutlak sahibi bizmişiz gibi hissederken bunu anlamak çok çok zor gerçekten. Önce onları bize ait  bir parçamız değil de bize gönderilen misafirler olarak görelim. Kim ki misafirinin her tercihine müdahale eder, “olmaz sen bilmezsin ben senin için en iyisini düşünürüm” derse kabalık eder. Evladımız  her ne kadar çocuk olsa da onun da kendi istekleri ve tercihleri olduğunu bilelim ve kabul edelim. Varlığı koşulsuz kabul edilen çocuklar kendi içlerindeki yetenekleri daha güzel keşfeder başarıdan başarıya koşarlar. Zira koşturulmak zorunda kalmazlar! Varlığı test çözmek ve aldığı derece ile ölçülen çocuklar ise öz değerlerini kaybederler. “Sınav kaygısı” denilen kronik problemin en büyük kaynağı, ya kendileri tarafından ya da aileleri tarafından çocukların  yarış psikolojisi içine sürüklenmesidir. Yani birey kendisini sadece ilklerde olduğu zaman değerli hissedecektir. Bu değersizlik hissi ise bugün ilk on binde olduğu için büyük bir mutluluk yaşadığını düşündüğünüz evladınızın belki de bir ömür boyu kendisini ispatlamak için çırpınmasına sebeptir.

     Peki ne yapmak gerekir? Sınavları çocukların kişiliği ile ilişkilendirmeden, onlara zaman tanımak, anlayışla desteklemek,  her zaman yanlarında olduğunuzu  hissettirmek, kendi içsel yolculuklarında onlara yoldaş olduğunuzu tattırmak gerekir. Suçlamadan, yargılamadan, zor durumda bırakmadan sınav başarısını dünyanın sonu gibi görmeden ve göstermeden hareket eden ebeveynler hem çocuklarını kazanırlar hem de çocuklarına güzel bir gelecek hazırlamış olurlar

       Kısacası çocukların tercihleri için endişenlenmeden evvel; onların ruh sağlığı yerinde, kendine güvenen ve kendisini seven bireyler olmalarını mı istersiniz, yoksa yeter ki fen lisesini kazansın,  doktor olsun, Kpss sonrası istediği yere atansın, ruhunda ne yaşarsa yaşasın beni ilgilendirmez mi dersiniz? Sahi siz hangisini tercih edersiniz???  

 
Etiketler: HAYATI, , ŞEKİLLENDİREN, TERCİHLER!,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
20 Nisan 2021
Fıtrata Açılan Savaşta, Hangi Cenahtasın?
27 Mart 2021
“Katil” Şiddet Var Diye Bağırıyor!!!
07 Mart 2021
Güvenli Liman BABA EVİ!
02 Mart 2021
Kontrol Sevdalısı, Senariste de Karışır mı?
22 Şubat 2021
Aklın, Akıl ile Tuzakları
25 Ocak 2021
Buzlu Camlar Ötesinde, Görünmeyen Merhamet
17 Ocak 2021
Akrep ve Yelkovan Gölgesinde, Bir Han
11 Ocak 2021
Geri Gel Ey Vefa, Hasretine Fazla Dayanmaz Dünya!
03 Ocak 2021
2020 Gitti, Kabus Bitti mi ???
21 Aralık 2020
Aynalara Hapsolmak
11 Aralık 2020
Güzel Düşünmek ve Güzelleşmek
01 Aralık 2020
Kaybolmuşluklar Çıkmazı
18 Kasım 2020
Ruhumuza Ağır Gelen Sınırlar
15 Kasım 2020
İçinizdeki Sesler, Yolunuzu Belirler
07 Kasım 2020
Alışkanlıklar
30 Ekim 2020
Anda Kalıp, Öze Dönmek
26 Ekim 2020
Ruhumun Menzili
24 Ekim 2020
“BEN” Dediğin Kendini, Ne Kadar Tanımaktasın?
15 Ekim 2020
Anlara, Anlam Katmak!..
10 Ekim 2020
HER KARAR, BİR YOL AYRIMI
02 Ekim 2020
KIYAM Et Doğrul, KIYAM/ET gelmeden önce!
25 Eylül 2020
Yalnızlaş/TIRIL/AN TOPLUM
16 Eylül 2020
Uzaktan Eğitime Uzak mı Kalıyoruz?
11 Eylül 2020
Değişim, Çocuklardan Beklediğimiz Kadar Kolay mı?
03 Eylül 2020
Pandemi Eğitimlerinde Ebeveyn Olmak
29 Ağustos 2020
Uzaktan Eğitimle, Kalbe Dokunmak!..
27 Ağustos 2020
Pandemi Cinayetleri
22 Ağustos 2020
Yüzleşmemiz Gereken Algı Oyunları
18 Ağustos 2020
Benim Eleştirim, Neyi Eleştirdiğini Bilmeyenleredir
11 Ağustos 2020
Ayıp Olur Korkusuna / Maske Zırhı
07 Ağustos 2020
Sözcüklerimi Geri Verin, Emojiler Sizin Olsun!..
01 Ağustos 2020
Dijital Savaş
28 Temmuz 2020
Ahir Zaman Kahkahaları
23 Temmuz 2020
Şiddete Hayır! "Kadına Yönelik Şiddet" Söylemine de Hayır!..
20 Temmuz 2020
Tarih Haykırıyor, Ayasofya Bizi Çağırıyor
14 Temmuz 2020
bncmedyahaber.com Yazarı Sümeyra GÜLER ÖZSOY Kimdir?
Haber Yazılımı