Ayasofya açıldı; artık sorunları ‘çö-ze-lim’ mi? Yazı Dizisi -3-

Konu ile doğrudan ilgili genel girizgâhı tekrar hatırlayıp hatırlatmamız gerekiyor…

-Evet, hayırlısıyla Ayasofya da açıldı; artık bütün sorunları çözmeye yönelelim…

-Sorunları; ‘dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî bütün sorunları’ çözmeye yönelelim…

-Hep iki kelimeyle özetlediğimiz “sosyal tufan” seviyesindeki bütün sorunları…

-Artık “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” açısından çözmeye yönelelim mi?

Bizim yarım yüzyıllık söz, söylem, yazma, çalışma ve yaptıklarımızın özü budur.

Ayasofya vesilesiyle artık sorunlarımızı ‘örnek’ olacak şekilde çözmeye başlayalım...

Ülkemizdeki genel olarak ilim/eğitim durumu, özel olarak da İslâmî ilimler ve eğitim seviyesi malum; öncelikle ‘ilmî sorunlarımız çözülmeli’ ve bu çözümler ‘örnek’ olmalı…

Çağımızın sorunlarını “çağın fıkhını yazacak” seviyede çözüme kavuşturmadıkça, havanda su dövercesine sonuçsuz değerlendirme ve tartışmalar sürmeye devam edecek…

Evet…

Çağımızın fıkhını önce yazmak, sonra uygulamak…

Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın önderliğinde yarım yüzyıldır “Millî Görüş, Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Dünya Düzeni, Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” kavramları ile açıkladığımız seviyede çözmek...

Önceki bütün yazılarımızı ‘genel girizgâh’ sayalım ve daha özel detaylara geçelim…

***

Ayasofya başta olmak üzere ‘cami’ deyince ‘cemaat’ akla gelmeli; biz her şeyden önce gerçek anlamda ‘cami, cemaat’ yani cem olmayı ve onun ana unsuru ‘imam’ yani ‘başkan’ sorununu çözüme kavuşturmalıyız… Namazlar o cemaatin bizzat kendilerinin seçtiği ‘imamlar/başkanlar’ tarafından kıldırılır; bu konuda detaylı yazılarımız arşivlerde mevcut. Beş vakit namaz ve özellikle de ‘Cuma Namazı’ cemaatin seçtiği başkan tarafından kıldırılır.

Bu vesileyle bazı detayları öz ve özet olarak hatırlayıp hatırlatalım…

Günlük namazlar ‘aşiret’ denen ve ortalama olarak on aileden oluşan ‘ocak başkanı’ tarafından kıldırılır. Ocaktaki küçük büyük, kadın erkek, herkes bu namazlara katılırlar. Sesli kıraat ocak başkanının cemaatine olan hitabı mesabesindedir. Günlük beş vakit namaz böyle.

Haftalık namaz dediğimiz ‘Cuma Namazı’ yine o bucak sakinlerinin bizzat kendileri tarafından seçilmiş olan ‘Bucak Başkanı’ tarafından kıldırılır. Cuma saatinde o bucaktaki diğer camilerde cemaat ile öğle namazı kılınmaz. Cuma günü bir bucakta bir yerde Cuma kılınır. Cuma namazında seçilmiş ‘Bucak Başkanı’ hutbe irat eder ve bucak ile ilgili konuları bildirir.

Yıllık bayram namazları Cuma Namazı benzeridir ve ‘bucak, ilçe, il, devlet’ seviyesine göre oradaki ‘seçilmiş ilçe/il/devlet merkez bucak başkanı’ tarafından kıldırılır…

Bu konulardaki detaylar da yarım yüzyıllık çalışmalarımızda mevcuttur…

***

Evet…

Ayasofya işte böyle bir ‘Cuma Camii’ olmalı, orada haftada bir gün, Cuma günü, ‘Cuma Namazı’ için orada toplanılmalı ve gerçek anlamda Cuma namazı kılınmalıdır...

Bugün için Türkiye mevzuatında maalesef ‘bucak sistemi’ yoktur; böyle bir sistem yeni bir anayasa ile düzenlenene kadar ilçe başkanları bu görevi yapmalıdır...

İlçeler hizmet birimleridir ama başkanları seçimle geldikleri için tüzel kişilikleri vardır, şimdilik bucak başkanlarının görevini görebilirler. Mesela, buna göre Ayasofya’daki Cuma Namazını Fatih Belediye Başkanı kıldırmalı, hutbeyi o irat etmeli ve bu hutbede ilçenin sorunlarını, aldıkları tedbirleri ve bu ilçede yaşayanların yapması gerekenleri duyurmalıdır…

Bunun dışında, önceki yazılarımızda da hatırlattığımız üzere, Ayasofya -aynen geçmişte olduğu gibi- ‘İLİM MERKEZİ’ olarak ihya edilmeli, ‘üçüncü binyıl medeniyetinin muhtaç olduğu ilimler’ bu ilim merkezinde tedris edilmeli, bunun kuralları ve programı ‘Ayasofya Mütevelli Heyeti’ tarafından belirlenmelidir...

‘ADİL BİR SİSTEM/DÜZEN’ kuruluncaya kadar UYARILARIMIZ devam edecek…