Reklamı Geç
HABER DETAY
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI
Gazeteci yazar Halis Özdemir, Türk Devletleri Teşkilatı’nın Kıbrıs ve Gazze konularındaki tutumunu bu haftaki köşe yazısında sert sözlerle eleştirdi. Teşkilatın kuruluş amacından uzaklaştığını belirten Özdemir, hem liderlik yapısında hem de siyasi yaklaşımda köklü bir değişim çağrısı yapıyor. Rusya ve Çin tehdidine dikkat çekerek Türk dünyasının ancak güçlü bir birlik, ortak savunma anlayışı ve milli şuur ile ayakta kalabileceğini vurguluyor. İşte Özdemir'in "TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI" başlıklı o yazısı!..
08 Kasım 2025 - Cumartesi 07:13
GÜNDEM

TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI

 

Türk devletleri maalesef Kıbrıs Rum tarafının yanında yer aldı!
 

Azerbaycan İsrail tarafında yer aldı! Gazzeli çocukları, kadınları, Müslüman halkı yakıp yıkan, soykırım yapan İsrail uçaklarının yakıtlarını Azerbaycan karşıladı hem de Türkiye üzerinden!

 

Bu yanlışların sorumluları kim?
 

Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşu, aziz milletimizi özellikle de Türk tarihini ve Türk coğrafyasını bilenleri, başta beni çok heyecanlandırmıştı!
 

Ancak ne var ki Türk Devletleri Teşkilatı adeta “dağ fare doğurdu” mertebesinde kaldı ve bizleri gerçekten üzdü.

Nasıl olur da Türk devletleri Kıbrıs’ta Rumların yanında yer alır?
Nasıl olur da Azerbaycan, katil soykırımcı İsrail’in yanında yer alır, İsrail’in katil uçaklarının yakıtlarını verebilir?


Nasıl?

Biz bu satırları yazdığımız sırada Kazakistan “İbrahim anlaşmaları’na” katıldı!
Ne oluyor?

İsrail Türk devletlerinin kalbine hançer saplamış! Azerbaycan yakınlığının yanında şimdi de Kazakistan! Sırada kim var?

İsrail Azerbaycan yakınlaşmasının İsrail’in İran’ı bölmek parçalamak için mevzi kazandığını görmemek, Türkiye dahil bölgenin kuşatıldığını görmemek neyle izah edilebilir?


Bu işlerin sorumlusu kim?


Kimlerin ihmalleri bunları yaşamamıza sebep oldu?
Kimlerin?

 

Öncelikle şunu bilmek gerekiyor: Türk devletlerinin halkları da Türkiye’yi ve Türk televizyonlarını yakından takip ediyorlar. Bunun anlamı şu; adı yolsuzlukla, usulsüzlükle, uygunsuzlukla anılan, kendisi değilse de yakınlarının ismi geçenlerin varlığı insanlarda hayal kırıklığına sebep oluyor! Onun için; hakkında olumsuz iddialar bulunanların ön plana çıkarılmaması gerekmektedir.

Aksi halde; muhataplarınız size bir şey demeyebilirler ancak, “siz bizim aklımızla, idrakimizle alay mı ediyorsunuz” demezler mi?
Derler ve bunun sonunda umutlar yok olur.


Beklentiler bir başka bahara kalır!

 

Ne yapmak lazım?

 

Hiç vakit kaybetmeden “usulen, yasak savma kabilinden” yapılan kuruluş ve faaliyetlerin yeniden tadat edilmesi, şapkamızı önümüze koyup nerede hata yaptık demeli ve hatalardan hem bir an önce dönmeli hem de gereği yapılmalıdır.
Başta “Aksakal” değiştirilmelidir.


Olayları hafife alan, şakacı vasıflı, bilinen mizah sever karakterli kişiler, şanlı tarihe sahip Türk milletinin önüne geçemez, önderlik yapamaz!
Böyle bir tercihin işin savsaklanması, ciddiye alınmaması sonucunu doğurması muhtemeldir.

Bu nasıl iştir ki “Aksakal/Bilge” kişinin başında bulunduğu devletler organizasyonu, Türkiye’ye rağmen Kıbrıs Rum kesiminin yani Güney Kıbrıs’ın yanında vaziyet alabilirler.
Gazze’de katliam yapan İsrail’in uçaklarının yakıtı nasıl olur da Azerbaycan’dan gider?


Olay vuku bulur bulmaz görevden alınmalı, saygın bir “Aksakal/Bilge kişi” temsil makamına gelmelidir.

Anlaşılıyor ki Türk devletleri bizim “Aksakal’ı” benimsememişler. Ve anlaşılan maalesef kale almıyorlar.

 

Şimdi daha vahim olayların arefesindeyiz!
 

Lütfen bir an için şöyle bir varsayımda bulunalım:


Rusya Türkiye ile savaşma kararı aldı!

Böyle bir yapı içinde Türk devletleri ve Müslüman Türk halkları kimin yanında yer alır?
Hiç düşündünüz mü Müslüman Türk çocuklarının Başkurdistan, Yakutistan, Kafkasya vb. bölgelerde Rus ordusu emrinde Türk ordusuna karşı savaştırıldığını?
Rus ordusu içinde bize karşı savaştırılacaklarını hiç düşündünüz mü?
Hatırlatmak isterim; Afganistan-Rus savaşı sırasında Afgan dağlarında, Afganistan’a karşı Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen ve Azerbaycanlı askerlerle Müslüman Afgan mücahitleri karşı karşıya getirilmişlerdi. Müslüman Türk çocukları üniversitelerden de askere alınmışlar ve cepheye sürülmüşlerdir.


Bizzat Afgan savaşına katılmış, Tıp Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi Özbek gencin anlattıklarına şahidim. Afganistan’a karşı komutanların dışındaki bütün askerlerin Müslüman gençlerden oluştuğunu anlatmıştı.


Tarih ders almak için öğrenilir!

 

Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vesile görüşmem sırasında bölgeyi bilen, ayrıca Müslüman Türk halklarının “Tarih şuuru ve Türk devletlerinin birlikteliğinin kendilerine sağlayacağı kazanımlar ile Müslüman Türk birliğinin anlamını dünyada olup bitenler karşısında -güç birliğimizin- kültür ve inanç birliğimizin önemininin anlatılması gibi bir dizi beklentileri” kendilerine arz etmiş ve mevcut yapı ile sonuç almanın imkansızlığı üzerinde durmuştum.


Ve “dönem başkanlığının devletlerin sırayla deruhte etmesinin ve sosyalist Rus rejimi alışkanlığı ile iş tutan diplomatların iş ve fikir üretemeyeceklerini, bağımsız düşünemeyeceklerini düşündüğümü arz etmiştim.**


Bu konuda bize düşen herhangi bir hizmette devletimizin ve milletimizin emrinde olduğumuzu kendilerine ifade etmiştim.**
 

Bugünden tezi yok,
 

Yukarıda ifade ettiğim ana başlıklar da dahil hizmetlerin yerine getirilmesi için;
“Müslüman Türk devlet ve milletlerinin birlik ve beraberliğine gönülden inanmış, ahlak sahibi ve meziyet sahibi insanlarımız sahaya sürülmelidir.”

 

Rusya-Türkiye savaşı nasıl önlenir? Türk devletleri Rus tehdidi ve Çin işgali gibi tehditlerden nasıl kurtulur?
 

Rusya ile Türkiye veya Türk devletlerinden herhangi birinin Rus saldırısına karşı emniyete alınması, Rusya’nın böyle bir saldırının sonuçlarının neler olabileceğinin caydırıcı konumla tez elden gösterilmesi ile mümkündür!
Rusya ve Çin’in Türk devletleri ile ilgili emelleri söndürülmelidir!

 

Bunun için;
 

  • Tarih şuuru
  • Milli birlik
  • Savunma işbirliğinin üst seviyelere çıkarılması
  • Kafkas halklarının da unutulmadan ilgilenilmesi, Kafkasya’da yaşayan Müslüman Abzeh/Çerkes, Gürcü, Tatar ve diğer Müslüman unsurların da ihmal edilmemesi, onlara da tarih şuuru ve kardeşlik bilincinin verilmesi gerekmektedir.
  • Türk Devletler Teşkilatı üzerinden üye devletlerin kimseye unvan dağıtma, dost ağırlama lüksüne de hakkına da sahip olmadığı hemen herkesin müşterek düşüncesidir.
     

Aksi halde buna sebep olanlar, “acil görev” çalışmalarını baltalayanları, “çalışıyormuş gibi” yapanları ne tarih ne millet affetmez!

Belki bu günü, günleri propaganda ile “yanlış bilgi” ile muhataplar geçiştirmiş olabilir!

 

Filistin/Gazze siyonist katliamı, Doğu Türkistan’da Çin soykırımı!

 

Türk Devletler Teşkilatı kendinden beklenen birlikteliği ve gelişmeyi gösterebilseydi ne Gazze’de ne de Doğu Türkistan’da kardeşlerimizin yaşadıkları yaşanmaz, muhataplar Türk İslam birliğini göz ardı etme cesareti gösteremezdi!

Ayrıca da Türk devletleri Çin istilasına karşı adeta ateş üstünde oturmamış olurlardı.
Demek ki bu konuda ihmali olanlar, birlikteliği ve amacına uygun gelişimini sağlayamayanlar yaşananlardan zımnen sorumludurlar!
Ama bizden uyarması.


Çok önemli kurumlarda makamlar en alttan en üste işgal edilemez, edilmemelidir.
Gerekeni yapamayanlar uyarıya gerek olmadan işgal ettikleri, başarılı olamadıkları makamları derhal boşaltmalıdır!

 

Unutmayınız ki;
Türk Devletler Teşkilatı birlikteliği “halkların birlikteliği” ile de desteklenmediği sürece hayal kırıklıklarına sebep olacaktır!

 

Kıbrıs’ta olduğu gibi!
 

Sahi Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri Kıbrıs Rumlarının yanında yer alırken merak ediyorum! “Aksakal”ımız ne yapıyordu?
 

“Ne yapacak!” dediğinizi duyar gibiyim.

 

Sayın Cumhurbaşkanım,

Türk Devletleri Teşkilatı, D8 Devletleri Teşkilatı hiç zaman kaybedilmeden olabildiğince aktive edilmelidir.

Bizlerin zat-ı devletlerinize gönlümüzden geçen beklentilerimizin, zat-ı âlinizin de beklenti ve amacı olduğuna inancımız tamdır.

 

Ayrıca bu konu asla bir IRKÇILIK üzerinden yürütülecek, ırkçılık üzerinden başarı elde edilecek bir konu değildir.


Bizler, aziz Müslüman Türk milleti olduğumuz ve tarihimizin şanla şerefle dolu olduğu gerçeğiyle, gayret ve çabamızın zalimleri durdurmak, dünyaya huzur sağlamak, “Yaşanabilir Bir Dünya, Yaşanabilir Bir Türkiye ve Yaşanabilir Bir Türk İslam Birliği” için çalışmak olduğunu bilmeliyiz.

Bu gerçeğin ve şuurun önce bizde, sonra muhataplarımızda yerleşmesi gerekmektedir.

 

Zat-ı devletlerimize ve aziz milletimize arzımızdır!
 

Ne bizim Türkiye olarak ne de kardeş devletlerin işi savsaklama, zamana yayma gibi bir lüksü yoktur!

Tehlike kapıya dayanmıştır!

Rusya’nın Ukrayna savaşı öncesi Kazakistan ile ilgili sözlerini unutmayalım!
Rusya; “Kazakistan diye bir devlet yoktur” demekle neyi amaçlamaktadır? Çok açıktır.
Eğer Ukrayna savaşı olmasaydı bugün Kazakistan’ın Rusya tarafından ilhakını konuşuyor olacaktık.

Öte yandan Çin büyük bir iştahla Türk devletlerini yutmak istemektedir.
Türk devletleri Türkiye dahil kuşatılmıştır.

 

Türk devletlerinin tamamı için bu tehlike mevcuttur.
Bunu önlemenin yolu “caydırıcı” olmaktan geçer!
Caydırıcı olmak için; birlik ve beraberlik, askeri ve ekonomik işbirlikleri ve halklara kardeşlik duygusunun verilmesi gerekmektedir.
Hiç zaman kaybedilmemelidir.

 

Denenmiş denenmez!
Mevcut yapı ile bu sağlanamaz!

 

Türk İslam Birliği önce devletler arasında sonra halklar arasında sağlanmalıdır.
 

Vesselam.

 

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
https://www.bncmedyahaber.com/yazar-dogu-turkistan-gercegi-sessizligin-ardindaki-zulum-1203.html

 

 

 

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.