Reklamı Geç
YAZARLAR
Anlaşılamayan Özel İnsanlarımız: #Disleksi
Dr. Ercan ÖZÇELİK / Yazar, Eğitimci, Sağlık Yöneticisi
20 Ekim 2022 - Perşembe 08:51

Anlaşılamayan Özel İnsanlarımız: #Disleksi

 

Bilim, sanat, spor gibi farklı alanlardaki ünlüler dünyasına baktığımızda dikkatleri çeken Albert Einstein,  Thomas Edison, Mozart, Stephan Hawking, Winston Churchill, Walt Disney, Muhammed Ali gibi isimlerin ilginç şekilde ortak bir özellikleri disleksili bireylerden olmalarıdır. Disleksi okuma öğrenme güçlüğüdür.  Bu kişiler okumayı diğer insanlar gibi rahat öğrenemezler. Okumaya özel öğrenme güçlüğü yaşarlar.

 

Disleksi dışında disgrafi (yazma öğrenme ve uygulama güçlüğü), diskalkuli (matemetik öğrenme ve uygulama güçlüğü) sorunları da birlikte veya ayrı ayrı görülebilir.

 

Okumayı öğrenme ve uygulama diğer bütün eğitim faaliyetlerinin anahtarı gibi olduğundan, disleksili çocuklar için çok ciddi bir sorun ve yanlış anlaşılarak istenmeyen gelişmelere neden olan bir sıkıntı kaynağıdır. Disleksili çocuk anlaşılamadığında zeka geriliği düşünülerek normal eğitimden kopmasına ve bu şekilde muamele görmesine, aşırı dikkat dağınıklığı düşünülerek psikiyatrik tedavilere yönelinmesine yol açabilir.

 

Disleksi doğuştan gelen bir durumdur. Çocuklarda yüzde 5  civarında görülmektedir. Bu çocukların çoğuna doğru teşhis konulmadığı için, tembel veya geri zekalı oldukları sanılarak eğitimlerine önem verilmeden, potansiyellerini kullanamadan topluma karışıp vasat bir düzeyde yaşamaya devam ediyorlar. Halbuki içlerinde normal insanların ulaşamadıkları çözümlere gidebilecek, inanılmaz eserler üretebilecek deha seviyesinde özel ve yetenekli olanların da bulunabildiğini unutmamalıyız.

 

Okuma güçlüğü yaşayan disleksili çocukların, bilinçli ebeveynler ve öğretmenler tarafından mümkün olduğu kadar erken dönemde anlaşılarak müdahale edilmesi çok önemlidir. Sorunun dikkat dağınıklığı veya zeka geriliği gibi şeyler olmadığı, okuma öğrenme güçlüğü yaşandığı anlaşıldığında, özel eğitim yöntemleri uygulanarak bu çocukların yaşıtlarının eğitim sürecinden kopmadan devam etmeleri ve varsa özel yetenek alanlarının da keşfedilerek gelişimleri sağlanabilir.

 

Dünya'da olduğu gibi Türkiye'de de disleksili çocuklarımız okullarda benzer sorunları yaşıyorlar. Disleksi konusunu dert edinen, çocuklarımızın hak ettiği fırsatlara erişebilmesi için çaba sarf eden Sivil Toplum Kuruluşlarımız da var çok şükür. Hak-İş Federasyonunun kurucu Genel Başkanı Sayın Mustafa Taşçı bu konuya kendisini adayarak "Sevgi Mektupları ve Disleksi Derneği"ni kurmuş.

 

Bir sağlık çalışanı ve eğitimci olarak, disleksinin ne kadar yaygın ve etkili bir soruna dönüştüğünü, çocuklarımızın potansiyellerini kullanamadan mutsuz ve başarısız bir hayata mahkum bırakıldığını ve özel eğitimleri verildiğinde ne kadar başarılı olabildiklerini, kendisiyle tanıştıktan sonra çok daha iyi öğrendim. Bu güzel amaca destek verebilmek için Sevgi Mektupları ve Disleksi Derneğine üye olarak aktif görev almaya karar verdim.

 

Disleksili evlatlarımızın mümkün olduğu kadar erken dönemde fark edilerek özel eğitim programlarına alınmaları gerekiyor. O yüzden ilkokul öğretmenlerimiz son derece kritik bir görevi ifa ediyorlar. Okuma güçlüğü çeken çocuklarda disleksi olup olmadığını anlamak için testler yapılması gerekir. Bunun için çocukların en yakın RAM'a (Rehberlik ve Araştırma Merkezi) yönlendirilmesi veya test uygulamasında eğitim almış yetkili öğretmenlerce okulda teste tabi tutulması lazımdır. Disleksi olduğuna karar verilen çocuklarımızın ise zaman kaybedilmeden yaşlarına uygun eğitim materyalleri desteğinde özel eğitime programlarına alınmaları sağlanmalıdır.

 

Kaybedilecek, potansiyeli çöpe atılacak, anlaşılmazlık ve başarısızlık duygusuyla ömür boyu mutsuz yaşamaya mahkum edilecek bir tane bile evladımız olamaz! Kim bilir bizim disleksili çocuklarımız da dünyaca ünlü olanları gibi ne harika eserler ve çalışmalar yapacaklar! Neden onlardan mahrum kalalım? Neden disleksili evlatlarımızın şahane başarılarıyla da gurur duymayalım?

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

Emeklilere Yapılan Haksızlıklar ve Sonuçları
Seçimleri #Önceİnsan Diyebilenler Kazansın!
CHP’de Özgür Özel Dönemi Nasıl Olur?
Aşk Olsun Sana HAMAS!
İhmal Edilen Kahramanlar-4: #İnfazKorumaMemurları
YÖK'e Yok Artık Demek Lazım!
Kimler Bakan OLMASIN?
Mağdur Zorbalığı
Bir İstihdam Hastalığı: #Çalışanİşsizler
İhmal Edilen Kahramanlar-3: #Assubaylar
İhmal Edilen Kahramanlar-2: #UzmanÇavuşlar
İhmal Edilen Kahramanlar-1: #GüvenlikKorucuları
Memurların Durumu Devletimize Yakışıyor mu?
EYT Yangınını SGK Personeli Nasıl Söndürsün?
Kamu Hizmetleri Çakma Kadrolarla Yürütülemez!
Bağ-Kur’lunun Çilesi Ne Zaman Bitecek?
Anne-Baba İle Yaşanan Her An Nimettir!
EYT Mevzusu Neden Bu Kadar Karıştı?
EMEĞİ KAMU SÖMÜRÜRİSE! BAŞKASINA NE DİYELİM?
Erkeklere Düşmanlığınızın Bir Ölçüsü Yok mu?
Zor Ama Haklı Bir Talep: #EhliyetAffı
Bütün kervanlar yolda düzülmek zorunda mı?
YÖK Mağduru Akademisyenler
Milli Eğitimin Akıl Almaz İhmali!..
Hayatta Başıboşluğa Yer Yoktur!
657’nin Kanayan Yarası: #YHS Personeli
Sağlıkta #İsraf Sorunlarımız
Sessiz İstifayı Biliyorduk!. Ya Sessiz Boşanma?!
Sinsi ve Kadim Düşmanımız: #İSRAF -1
Şimdi Gönül Köprülerini Onarma Zamanı!
Tasması Olmayan Her Köpek Başıboştur!
Ani Ölümleri Neden Sorgulamıyor ve Araştırmıyoruz?
Başıboş Köpek Terörünün Sorumlusu Belediyelerdir!
Devletimizi, Kendi Yumruğu ile Nakavt Ettirmeyelim!
#Sessizİstila: Gerçek mi, Proje mi, Paranoya mı?
İstanbul Sözleşmesinin Davası Bile Facia!
Krize Dönen Meselemiz: #BaşıboşKöpekler
İletişebildiğimiz Kadar Etkiliyiz!
Konuşulmayan Felaketimiz: #SütkardeşEvliliği
Süresiz Nafaka Sorununa Çözümler Hakkında
Yeni Bir Ramazan Ayına Daha Kavuşurken
Eğri Tezgâhtan Doğru Mamul Çıkmaz!
Boşanmanın Davası Olur mu?
Kadın-Erkek İlişkisinde Şiddetin Temelleri
Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Esas Hedefi İslam’dır!
Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları Ne Yapıyor?
28 Şubat Dönemi Geri Gelebilir mi?
Ümitvar Olalım, Güzel Gelişmeler de Var!
Bir Cinayetin Anatomisi, Algı ve Olgu Gerçeği
Hanımefendiler, Asıl Düşmanınız Kim Biliyor musunuz?
Yasalarla Çökertilen Aileyi Genelgeler Doğrultamaz!
İlköğretimde Sınıfta Kalma Geri Gelmelidir!
Bütün Suç Sabetaycılarda mı?
Mutlu Bir Evlilik İçin: Erkekler Söylesin! Kadınlar Göstersin!
“Kadına Pozitif Ayrımcılık” Erkeğe Zulmün Süslü İfadesidir!
Hastalıklarımızdan Dersimizi Alabiliyor muyuz?
Hayvan Hakları Yasası Değişti. Sorunlar Çözüldü mü?
Erkeklere Yönelik Şiddete Dur Diyecek Yok mu?
Kamuda Yeni Trend Örgütsel Mobbing mi Oldu?
Camdan Köşklerde Oturanlar, Başkasına Taş Atmasınlar!
Kuzuyu Kurda Teslim Eden Sistemden Hayır Gelir mi?
Orman Yangınları Bizi Nelerle Yüzleştirdi?
Erkeklerin Namus ve Şerefleri Kadınlara Emanettir!
Mutluluğun Sırrı Haddini Bilmekte Saklı!
Hayatımızdan Allah’ı Çıkardık, Nefsine Zulmedenlerden Olduk!
İstanbul Sözleşmesi Bitti. Şimdi Ne Yapmalıyız?
Neden Bütün Şerli Yollar İstanbul Sözleşmesine Çıkıyor?
Sağlık Personeli Neden Mutsuz ve Umutsuz?
Emekçilerin Baş Belası: Gelir Vergisi Matrahı
Allah Kimseyi Gördüğünden Geri Koymasın!
Modası Asla Geçmeyen Şeyler: Hamaset ve Cerbeze
İstanbul Sözleşmesi Ateşe Çağırıyor!
Ehliyet ve Liyakatten Neler Anlıyoruz?
Sadece Lafta Bıraktığımız Şeyler: Ehliyet ve Liyakat
Allah Adildir, Kullarının Çoğu Zalimdir!
Paradigmamızı Değiştirmemiz Lazım!
Ben Babamdan Öğrendim!
Başımızdaki Belaları, Aslında Biz Erkekler Çağırdık!
Kökü Kazınacak Geleneklerimiz de Var!
Neden #ÖnceAİLE Demeliyiz?
Süslü Kelimeler Acı Gerçekleri Kapatamaz!
Ben Babamı Değil, Kendimi Yıkadım Aslında