Reklamı Geç
HABER DETAY
Dedem Osmanlı Rus Savaşında Ruslara Esir Düşmüş ve Türkistan’da Kalmış…
-Türkistan'a yerleşen Osmanlı askerlerinin torunları, geçmişlerini ve köklerini nasıl buluyorlar? -Osmanlı-Rus Savaşı sırasında esir düşenlerin aileleriyle iletişim kurma çabaları neleri içeriyor? -Türkistan'a göç eden Osmanlı askerlerinin soyundan gelenlerin Türkiye'deki akrabalarını bulma sürecinde yaşadıkları zorluklar nelerdir? -Tarihi olayların günümüzdeki yansımalarıyla ilgili aile araştırmaları nasıl yapılıyor ve bu süreçte hangi kurumlar devreye giriyor? -Aile köklerini arama ve bulma sürecindeki duygusal ve pratik engeller nelerdir ve bu engelleri aşmak için hangi yöntemler kullanılıyor? Gazeteci, yazar, Halis Özdemir yazdı!.. "Dedem Osmanlı Rus Savaşında Ruslara Esir Düşmüş ve Türkistan’da Kalmış…"
01 Mart 2024 - Cuma 23:53
GÜNDEM
Dedem Osmanlı Rus Savaşında Ruslara Esir Düşmüş ve Türkistan’da Kalmış…

Hikayesi böyle başlıyor!

Türkistan’dan İstanbul’a Köklerini Arayan Kadın.
Türk Tarihinin Altın Sayfalarından Bir Kesit

Belki senin deden de Rusya’da esir kalmış veya şehit düşmüş olabilir! 
Kim bilir?

Öyle şanlı bir geçmişe sahibiz ki eşi benzeri yok!

Ne büyük özveri ne büyük fedakarlık barındırır şanlı tarihimiz.

Osmanlı Rus savaşında geri dönemeyen, Yemen’den geri dönemeyen, balkanlardan geri dönemeyen yedi düvele karşı varlık mücadelesi veren cihan devleti olan Osmanlı devletimizin son dönemin de ayakta kalmak için ve küffara karşı savaşan on binlerce şehit gazi ve akıbeti belli olmayan askerlerimiz!

Bunlardan sadece birinin yürek burkan hikayesi.

Osmanlı Rus savaşında Rusya’da esir düşen ve bir şekilde esareti bittiğinde Türkiye’ye dönemeyip, Türkistan’a yerleşen bir Osmanlı askerinin torununun ailesini bulabilmek için yollara düşmesinin hikayesi bu hikaye; Türkiye’de yaşayan akrabalarına kavuşmak için verdiği asil çabanın hikayesi.

İsmi ve adresi bizde mahfuz bulunan bir hanımefendi Kazakistan’dan Türkiye’ye gelerek dedesinin ailesini dört ay aradı ancak ne var ki Türkiye’de yaşayan dedesinin ailesine dair herhangi bir emare bulamadı.
İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık idaresine, Genel Kurmay başkanlığına, müracaatta bulundu. Müracaatlarına olumlu cevap alamadan Kazakistan’a döndü. 
Hikayesini özetlediği dilekçesini yazımız içine alarak hikayesini kendisinden duymanızı istedim.
 
 
Bu hanımefendi Osmanlı devletinin varolmak mücadelesinin, savaşının kahramanlarının torunlarından sadece birisidir. Kim bilir kaç ailenin hikayesinin özetidir bu yaşananlar. 
 
Hep duyarız “dedem Osmanlı Rus savaşına katılmış bir daha haber alamadık, dönmedi. Şehit mi oldu yaşıyor mu?” Diye. 
İşte bu hikaye bunlardan bir örnektir.

Benim merhum dedem Salih Efendi ve kasabamızdan 11 kişi Yemen cephesine gitmişler içlerinden üçü kasabaya geri dönebilmiş onun da birisi kasaba girişinde bitap düşmüş, ömrünü tamamlamış. Dedem eve geldiğinde kendisini tanıtana kadar kendisini görenler tanıyamamışlar. Açlıktan bitkin düşmüş ve tanınmaz hale gelmişler. 

Bu vesile ile rahmetle yadettiğim Ankara’da çorapçı Merhum Mehmet Bey’in anlattığı bir hikayeyi anlatmak isterim. “Çanakkale Savaşı sonrası cepheden Balıkesir’e (Balıkesir olarak hatırımda kalmış) yaya olarak dağlardan dönmeye çalışan bir asker aç yorgun artık yürüyemez hale geldiği sırada akşam karanlığı basmış, yorgun asker ilerde dağın yamacında atlarından inmiş ateş yakmış iki askerin dinlenmekte olduğunu görür zorlayarak oraya ulaşır ve ateş başında oturan iki asker yiyecek verirler yorgun asker karnını doyurur, asker bir atın ayağının topal olduğunu görür ve sorar atın ayağı neden aksıyor diye. Oradaki askerlerden birisi der ki; ben Balıkesirin …. köyündenim cihat ilan edilince askere cepheye koştum fakat komşu …. köyünden ….. isimli şahsa borcum vardı o sırada evde kimse yoktu borcum olan parayı bahçemizdeki …. meyve ağacının dibine gömerek cepheye gelmek zorunda kaldım şimdi ise borçlu olarak şehit düştüm. Borçlu olarak şehit olduğum için atımın ayağı topal, senden Allah rızası için rica etsem köyüme gidip anneme selamımı söyle o parayı gömdüğüm yerden ağacın dibinden çıkarıp alacaklı olan komşu köydeki şahsa teslim etsin” der. Yorgun asker bu hikayeyi dinlediği sırada çok bitkin olduğu için oradaki askerlerden birinin dizine kafasını yaslayıp uyur. Sabah güneş gözüne vurduğunda uyanır bir de ne görsün başını yasladığı bir kemik parçasıdır. Meğer şehidin kemiğine başını koyup uyumuş! Hemen yola koyulur köyüne ve zaman kaybetmeden kendisine selam ile emanet eden askerin köyüne gider askerin anasını bulur selamı ulaştırır olayı anlatır altına para gömüldüğünü söylediği yeri kazarlar bakarlar ki gerçekten orada para vardır o parayı alacaklıya teslim ederler.” Mehmet amca bana bu hikayeyi 1980’lerde anlattı keşke köylerin ve askerlerin adını not alsaydım!

Ama maalesef aklımda hikayeden kalan kısmı bu!

Allah şehit ve gazilerimize rahmet eylesin.

Osmanlı Rus savaşında Rusya’da esir düşen ve bir şekilde esareti bittiğinde vatanına dönemediği için Türkistan’a yerleşen bir Osmanlı askerinin torununun ailesini bulabilmek için yollara düşmesinin hikayesi bu hikaye; Türkiye’de yaşayan akrabalarına kavuşmak için verdiği asil çabanın hikayesi.

Dedesinin köklerini, akrabalarını arayan bu hanımefendinin İçişleri Bakanlığı, Nüfus İdaresi ve Genel Kurmay Başkanlığına yazdığı dilekçeyi sizlerle paylaştım, olur ki siz değerli okurlarımın arasında da Osmanlı Rus savaşına katılmış kendisinin akıbetinden haber alamadığı dedesi, amcası ve bir yakını olabilir.

Hikayesi benzerlik gösterenler bu vesile ile yakınlarına, akrabalarına kavuşmuş olabilirler.
Kazakistan’dan İstanbul’a gelerek dört ay dedesinin yakınlarını arayan bu hanımefendiyi asil gayretinden dolayı tebrik ederiz. Umarız akraba ve yakınlarına, köklerine kavuşur. 

Ayrıca bu konuda devlet arşivleri veya ilgili kurumları ve yetkililer de bu bilgiler mevcut ise yardımcı olmaya davet ediyoruz!

Bizim devletimizi milletimizi koruma kollama mücadelesi sırasında çok şehitler, gaziler vermişiz. Varolmak mücadelemiz içinde çok hasret, çok yürek yakan hikayeler barındırmaktadır. 
Allah şehitlerimize, gazilerimize rahmet eylesin. Vatan ve millet sizlere şükran duymaktadır.
Adınız
Yorumunuz
İlhami TÜRKER - 02 Mart 2024  
Çorabcı...Fatih çorap .Nevşehirli Mehmet Yetgel..Allah rahmet eylesin.Dervişhan ve yardımsever bir mümindi. Anadoluda böyle yaşanmışlıklar çoktur- lakin anadolunun hikayeleri halen yazılmamış veya unutulmaya yüz tutmuştur. Tebrik ederim. Selam ve dua.